menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kodlanmış şefkat, nötrleştirilmiş adalet

9 0
03.06.2025

Yapay zekâ destekli sohbet botları—özellikle OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT—yalnızca bilgi aktaran nötr araçlar değildir. Bu sistemlerin ürettiği her yanıt, basit bir veri aktarımının ötesinde; aynı zamanda bir yönlendirme, bir duygu inşası ve kimi zaman da etik bir pozisyon alış içerir.

Peki, ChatGPT gibi modeller toplumu hangi yöne doğru eğip biçimlendiriyor? Verdikleri yanıtlar, hangi kavramsal kodlara ve duygusal çerçevelere dayanıyor? Bu kodlanmış yönelimleri anlamanın en kestirme yolu, modele en sık sorulan sorulara ve bu sorulara verilen yapılandırılmış cevaplara yakından bakmaktan geçiyor.

ChatGPT’ye en sık yöneltilen soruların başında yaşam rehberliği arayışına dayalı cümleler geliyor:

“İşimde çok stres var, bırakmalı mıyım?”,

“Sevgilim beni sık sık küçümsüyor, ne yapmalıyım?”,

“Tükenmişlik yaşıyorum, bu normal mi?”

(OpenAI API Usage Reports, 2023; Gao et al., CHI Conference).

Bu tür sorulara verilen yanıtların temelinde, büyük ölçüde duygusal regülasyon, bireysel güçlenme, sınır koyma ve öz şefkat gibi bireysel psikolojiye dayalı kavramsal kodlar yer alıyor. Model, kullanıcının yaşadığı güçlükleri geçerli kılıyor, şefkatli bir dil benimsiyor ve çoğunlukla “kendi ihtiyaçlarınızı dinleyin”, “kendinize zaman tanıyın” gibi önerilerle süreci bireyin iç dünyasında çözmeye yönlendiriyor. Görünüşte destekleyici ve zararsız gibi duran bu yaklaşım, aslında yapısal meselelerin üzerini örten bir duygusal bireyciliği dijital alanda yeniden üretiyor.

Örneğin bir kullanıcı mobbinge maruz kaldığında, model “zorlu iş ortamlarıyla başa çıkmak için iletişimi güçlendirin” gibi nötrleştirilmiş ifadeler sunuyor. Bu tür yanıtlar, bireyin yaşadığı yapısal baskıyı görünmez kılıyor ve onu kişisel gelişim çerçevesine yerleştiriyor. ChatGPT burada bir “duygu regülatörü” gibi işliyor; krizleri yatıştırıyor ama ele almıyor. Psikolojik dayanıklılığı, yapısal sorunlara karşı sunulmuş esas çözüm gibi gösteriyor. Böylece model, neoliberal psikolojinin dijital arayüzü hâline geliyor; dayanıklı bireyler üretmeye çalışırken sistemin dönüştürülmesini konuşmuyor. Yanıtların dili, “hak talebi”ni değil, “uyum becerisi”ni inşa ediyor.

Etik ve ahlaki tartışma içeren sorular da kullanıcıların yapay zekâya yönelttiği en hassas konular arasında yer alıyor:

“Kürk giymek etik mi?”

“Eşcinsel evlilikler günah mı?”

“Hayvan deneyleri doğru mu?”

“Pornografi topluma zarar verir mi?”

(OpenAI Moderation Policy; Bender et al., FAccT Conference, 2021).

Bu tür sorulara verilen yanıtlar, bireysel özgürlük, rıza, çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi evrensel gibi sunulan ama aslında liberal etik normları merkeze alıyor. Örneğin pornografi hakkındaki cevaplarda yapısal şiddet ya da endüstri eleştirisi yer almıyor; bunun........

© Kısa Dalga