menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Emeklilerin statü kaybı ve emeklilikle başlayan sorunlar

14 21
25.10.2025

Latince kökenli olan ve Fransızcadan Türkçeye geçen "statü" kelimesi bir kimsenin toplum içindeki mevkii, konumu ve pozisyonu anlamındadır. Soy, cinsiyet, aile, akrabalık ilişkileri ve yaş "temel statüler"dir. Bunlar bireyin iradesine bağlı değildir. Mühendislik, avukatlık, öğretmenlik, doktorluk gibi bireyin kendi tercihi ve çabasıyla "kazanılmış statüler" de vardır. Çalışma ve başarı ile statü farklılıkları ortaya çıkar. Birey gücünü, nüfuzunu sahip olduğu statüden alır ve yaptığı meslekle değer kazanır. Günlük yaşantı içinde herkesin birden fazla statüsü olabilir. Bir kişi evde baba, okulda öğretmen, bir sendikada da yönetici olabilir. Bir statü diğeriyle anlam kazanır.

Toplumun gelişmişlik düzeyi ile statü arasında bir ilişki vardır. Feodal toplumlarda veya kast sistemlerinde kişi, soyu ve ailesi ile önemli iken, kapitalist toplumlarda ekonomik gücün yanında bireysel kapasite ve yetenek de önemlidir.

Emeklilik, bireylerin çalışma yaşamlarının yasal ve kurumsal düzenlemelerle sona erdiği bir dönemdir. Emekliliğin başlaması ile bireylerin önceki çalışma dönemlerinde sahip oldukları rol, statü, alışkanlık ve gelir seviyeleri de değişir. Sonuçta emekli, yeni duruma uygun rol ve görevleri hemen kabullenmekte zorlanır. Çağdaş, uygar ülkelerde, emekli olacaklara önceden emekliliğe uyum eğitimi verilirken, ülkemizde bu konuda, böyle bir uygulama henüz yaşama geçirilmemiştir. Emekliliğe uyum sağlama, kişiden kişiye değişmektedir. İşini önemli bir statü, kimlik ve bağımsızlık kaynağı olarak görüp değişime karşı olanlar için, emekliliğe uyum sağlama çok daha zordur.

Sosyal statüsünü kaybeden ve geliri azalan emeklilerin çoğunda değersizlik duygusu öne çıkar. Özellikle yüksek maaş alarak, üst düzey makamlarda görev yapan bürokratlar için emeklilik bir kâbustur. Temsil ettiği kurumun başında binlerce personeli yöneten, itibar gören ve yüksek maaş alan bu bürokratlar, emekli olarak sıradan bir kişi konumuna hiçbir zaman düşmek istemezler. Çalışırken lüks devlet konutlarında ikamet eden, kendilerine tahsis edilen pahalı makam araçlarına binen, yan ödemelerle maaşı katlanan bu kişiler, emeklilikle birlikte sahip oldukları bu imkanlardan da mahrum kalacaklarının bilincindedirler. Bu konumdaki emeklilerin birçoğu özel kararnamelerle" danışman", "akil insan" ve" yönetim kurulu üyesi" sıfatlarıyla yeni makamlarına atanırlar. İşi gereği görev aldığı kurumun toplantılarına katılanlarda, " huzur hakkı" adı altında ücret alırlar.

Emekli olan birçok bürokrat, işçi ve kamu sendikalarının genel başkanları da seçimlerde aday olup milletvekili, belediye başkanı veya belediye meclisi üyesi seçilmektedirler. Öte yandan üst rütbeli askeri personelin kimisi bazı özel şirketlerin güvenlikle ilgili yönetimlerinde görev alırken, kimisi de elinde işaret çubuğuyla televizyonlarda askeri konularda yorumculuk yapmaktadır. Alanında çok iyi olan avukat, doktor, mühendis, öğretmen ve teknik elemanlar da emekli olmalarına rağmen meslekleriyle ilgili özel kuruluşlarda çalışmaktadırlar. Emeklilerin çoğunluğunu oluşturan milyonlarca emekli ise TÜİK' in gerçek dışı enflasyon rakamları nedeniyle açlık sınırı altında yaşamaya devam ediyor. Borç batağına sürüklenerek, kredi tuzağına düşürülen ve ödenmeyen borcu nedeniyle maaşlarına bloke koyulan emekliler; ekonomik, fizyolojik, psikolojik ve hukuki sorunlarla uğraşmak zorundadırlar. Yaşlı bireyin önceki mesleği ve geliri ne olursa olsun yeni önadı........

© Kısa Dalga