Eski Ramazanlar ve Mehmet Ertuğ
Ramazan ayının sonundayız ve bu konuda nostaljik bir yazı gerekir diye düşündüm… Değişen yaşam koşulları nedeniyle, Ramazan ayına ilişkin eski toplumsal geleneklerimiz de teker teker tarihe karıştı. Aradan geçen zaman, bu güzel geleneklerin dilden dile dolaşan tadını giderek daha doyumsuz hale getirmektedir. Genç nesiller, kendilerine anlatıldığında, mazide kalan o güzel gelenekleri, tıpkı masalları dinlerken duydukları heyecana eş bir duyarlılıkla dinlerler. Ama onlara anlatılanların asla masal değil, yaşanmış güzelliklerin ta kendisi olduğunun mutlaka altı çizilmeli…
Hızlı değişimlerin rüzgârlarında evrildikçe evrilen insanlarımız geçmişine yabancılaşıyor… Artık ne kadar isterlerse istesinler, o eski günlere dönemezler. Geçmişe dair heyecanların özel günlerimizde körüklenmesi, biraz da bu hüzünlü bilinçten kaynaklanmaktadır bence…
Güzel geleneklerin kurumsallaşmış egemenliğini sürdürdüğü geçmiş dönemlerde, toplumdaki yoksulluk, elbette ki oldukça yaygındı. O nedenle hem sayıları parmakla sayılabilecek denli az olan zenginler ve hem de toplumsal kurumlar, yoksul halk kitlelerinin Ramazan ayını bolluk ve sevinç içinde geçirebilmeleri için gönüllülükle seferber olurlardı. Zenginlerin ve kurumların kurdukları iftar sofraları, birer şefkat kucağıydı… Herkese açıktı kuş sütünün bile eksik olmadığı o cömert sofralar…
Eskilerden dinlediklerimi kayıt altında tutmaktayım… Bu kayıtlarıma göre, her akşam başta zenginler mahallesi Arapahmet olmak üzere, başkent Lefkoşa’nın çeşitli köşesinde varlıklılar tarafından iftar sofraları kurulurdu. Her iftar sofrasının selamlık ve harem bölümleri olurdu üstelik…
*
Birer soylu ruha sahiptir o bölgedeki Osmanlı mirası Arapahmet konakları… Sanki dile gelir ve sinelerinde sakladıkları Ramazan anılarını paylaşırlar!.. Selamlıkta erkekler, haremde ise bayanlar ağırlanırdı. Yazsa eğer sofralar bakımlı ve geniş avlularda… Yok eğer kışsa, odun sobalarıyla ısıtılmış salonlarda…
Ünlü “diş kirası” olayı da, asla boş bir söylence değildir, bilesiniz… İftar sonrası kapı eşiğinde sofradan ayrılan herkese ya keseler içinde para, ya da sepetlerde erzak sunulurdu. Toplu iftar sofralarına katılma........
© Kıbrıs Gazetesi
