Tepemizden bakan “gobo”lar
Son zamanlarda şehirlerin büyük caddelerinde tepemizden kaldırıma yansıtılan bir reklam türü yayılmaya başladı. Bu reklam yöntemine gobo reklam deniyormuş. Caddede yürürken birden, bir ışık sisteminin yere yansıttığı logoyu, kampanya bilgilerini falan görüyorsunuz. Projektörün etki alanından geçiyorsanız renkli ışıklar yüzünüzden, elbiselerinizden falan geçiyor. Bu sistem, genellikle önünden geçtiğiniz dükkânın giriş kapısına konumlandırılıyor. Amacı, düz yolda giderken, sağınıza solunuza bakmadan yürüyorsanız, o dükkânı fark etmeniz, önce dönüp bakmanız, sonra o davetin cazibesine kapılıp içeri girmeniz olmalı herhalde, yoksa böyle densiz bir şeye durup dururken bu kadar para harcamaz dükkân sahipleri.
Densiz dedim, evet bence çok densiz bir şey bu “gobo”lar. Densiz, “yakışıksız ve saygısız” demek. Gobo reklamlar, yakışıksız ve saygısız çünkü yolda yürürken, hiç onlarla işiniz gücünüz yokken, üzerinizde geziniveriyor ışıkları. Oysa yol yani kaldırım, yürüyenin hakkı, onların değil. Belediyeye reklam ve ilan vergisi ödenmiş bile olsa, o verginin metrekare hesabı ödenmiş hali, yoldan geçen insanın üzerine densizce düşmesine izin vermiyor olmalı gobo ışıkların. En azından ben bireysel olarak bu hakkı........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden