Emri bil marufu çok seviyoruz
Sevmeyelim mi peki, tabi ki hayır! Sevelim elbet, sevelim sevmesine de emri bil marufu hep başkalarına yapmak gereken bir şey olarak anlamaktan vazgeçelim bence.
Bilmeyenler için yazayım; emri bil maruf, “iyiliği emretmek” demek. Temeli Kur’an’a dayanan bir terim. Kur’an’da dokuz ayette “nehyi anil münker” yani “kötülükten sakındırma” ifadesi ile birlikte geçiyor. Zaten dinî terminolojiye biraz aşina olanlar “emri bil maruf ve nehyi anil münker”in genellikle birlikte anıldığını bilirler yani iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, her ne kadar iki ayrı iş olsa da genellikle birlikte anılır. Burada “emretmek” kelimesinin üzerinde durmakta da fayda var. Emretmek, “emri bil maruf” söz kalıbında tam olarak Türkçede kazandığı anlama gelmiyor. Anlamı, daha ziyade bir şey yapmayı istemek ile ilgili. Bu yüzden meallerde “iyi şeylerin yapılmasını istemek” olarak anlamlandırılıyor. Mesela Al-i İmran 104. ayetin meali şöyle:
(Âl-i İmrân 3/104)
İçinizde hayra çağıran; marufun /iyi şeylerin yapılmasını isteyen ve münkerden /kötü şeylerden sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte onlar, umduklarına kavuşacak olanlardır.
Halkın, emri bil marufu sevmesinde bu ayetin payı vardır muhakkak çünkü emri........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein