menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avrupa’nın dindarlığı, Türkiye’nin dindarlığı

13 1
25.12.2025

Noel dönemine giren Avrupa’da din, dindarlık, Hristiyanlık vs. gibi kavramlar sürekli gündem oluyor. İnsanların dinle olan ilişkilerinde son 30 yılda radikal değişiklikler yaşanıyor. Bu değişimin en yoğun şekilde yaşandığı Almanya’nın din ile bağlantısı son 20 yılda kalıcı bir şekilde değişti. Almanya’da sadece dini aidiyetin en belirleyici unsuru olan kilise üyeliği değil, insanların kutsal ile olan bağı da büyük değişim gösterdi.

Almanya tarihi olarak güneyi ve batısı Katolik, kuzeyi ve doğusu Protestanlardan oluşan bir ülke (idi). Ancak dindarlığın en büyük göstergesi olan kilise üyeliği son 20 yıldır düzenli olarak azalıyor. Almanların toplam nüfusunun yüzde 65’i 1990’ların sonu itibarıyla bir kiliseye üyeydi. Bu oran 2024 yılında yüzde 45,2’ye düştü. Hiçbir kiliseye mensup olmayanların oranı ise yüzde 47’e çıktı.

Bu tarihi bir kırılma noktası. Çünkü Almanya tarihinde ilk kez kiliseye bağlı olmayanların sayısı kiliseye bağlı olanlardan daha fazla oldu. Gerçi hiçbir kiliseye bağlı olmamak, dinsiz olmak anlamına gelmiyor. Bu oran sadece insanların, dinle olan bağlarını kurumsal bağlar üzerinden göstermemesi anlamına geliyor.

***

Müslüman olarak dini aidiyetimizi bu türden bağlarla beyan etmediğimiz için bu rakamlar bizim için fazla ilginç olmayabilir. Ancak Almanya’da bir insanın dindarlık biyografisinde bir kiliseye üye olmak ya da olmamak belirleyici bir rol oynuyor.

Kilise ile resmi bağlarını koparanların en önemli motivasyonu teolojik gerekçeler değil. Kilise hakkında son yıllarda ardı arkası kesilmeyen seks ve taciz skandalları ve resmi olarak ödenmek zorunda olan kilise vergisi de kilise ile resmi ilişkileri sonlandırmada önemli........

© Karar