Bir gece ansızın gelebilirim!
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın o güzel mısraları nasıl başlıyordu?
Bu kadar yürekten çağırma beni
Bir gece ansızın gelebilirim
Beni bekliyorsan, uyumamışsan
Sevinçten kapında ölebilirim.
***
Şimdi değişti bu satırlar. Yürekten 112 acil servisi çağırmayı bırak; istemesen de bir sabah ansızın geliyorlar kapına. Genelde de tahmin edildiği için bekleniyorlar zaten; uykusuz gözlerle…
Artık gazetecilik için bir kalem bir de valiz gerekiyor. Olmazsa olmaz ikili oldular. Çünkü her an polis gelir ve sabahın köründe gözaltı riski ile yaşıyorsun.
TEPAV’dan Güven Sak Hoca veriyor: Türkiye’de ‘Hukuk Endeksi’ Abdülhamit’in İstibdat Dönemi ile eşdeğer seviyede.
Eeee Abdülhamit özlemini bir şekilde gidereceklerdi; buldukları yol “istibdat” benzeri bir şey oldu.
Lakin bu yazı bu konuları içermiyor. Yani bu yazıda “bir gece ansızın gelebilirim” kısmına bakmayacağız.
Bence Türk Halkını ilgilendiren kısmı ilk satırda yatıyor: “Bu kadar yürekten çağırma beni” kısmı…
Hani ‘kötü düşünme-kötüyü çağırmış olursun’ derler ya; tam o. Bu kadar yürekten ne çağırmış olabiliriz ki; gece ansızın değil, güpegündüz açıktan açığa çıkageliyor.
Mesela TÜSİAD operasyonu çekildi; polisler kolda pozlar verdirildi. Şimdi bir de mahkemede yargıç karşısına çıkacaklar. Bu sıkıntıyı kim yürekten çağırmış olabilir? Bu soru önemli çünkü masadan kalkarken........
© Karar
