menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıyamet manzaralı depremin tanığı olarak…

77 0
25.04.2025

Benim şahsi deprem tarihim biraz garip.

İstanbul’u sarsan orta ölçekli -6.2- depreme, yaşadığım il olan İstanbul’da değil, İzmir’de yakalandım.

Deprem İzmir’de yaşanmadı ki” itirazında bulunacakları uyarayım: İstanbul/Silivri merkezli deprem İzmir’de de bayağı hissedildi.

Ankara’ya gitmek üzere Adnan Menderes Havalimanı’ndaydım. Uçağın kalkış saatini beklerken göz attığım yabancı gazetelerde, politik kararlarıyla Amerika’yı sarsan Donald Trump’ın, sağdan-soldan gelen aleyhte çıkışlarla depreme uğradığını düşündürecek haberleri okuyordum ki, oturduğum koltuğun sallandığını hissettim.

Yalnız ben değil, biraz ötemde kendileriyle meşgul diğer yolcular da hissettiler…

İlk düşüncem, sarsıntının, ara sıra İzmir’i yoklayan türden hafif tertip depremlerden biri olduğuydu…

Cep telefonumdan olanları anında haberleştiren sitelere başvurdum.

Depremle ilgili sıcak haber vardı, ama İzmir’de değil de İstanbul’daydı ve bizim bulunduğumuz yerde hissedilmesi imkansız hafiflikte -4.00- bir sarsıntıyla ilgiliydi.

Neden sonra Silivri merkezli 6.2’lik deprem haberi sitelere düştü.

Etrafımdaki herkes telefonlarıyla yakınlarını aramaya başladı.

Telaş apaçıktı ama çok şükür can kaybı olmamışa benziyordu.

Rahatladık.

Yalnızdım, ama deprem aynı havalimanında o saatte bulunanları birbirine yakınlaştırmıştı.

Zihnim hemen 1999 depremine kayıverdi.

Resmi rakamlara göre 20 bine yakın insanımızın hayatına mal olan, Gölcük merkezli, İstanbul ve Yalova’yı........

© Karar