Demedim mi?
Üzerine şarkılar, şiirler yazılan, içinde çeşitli balıklar barındıran, geçtiği yere hayat veren, akıntısında duygulandığın, göllerinde serinlendiğin, yanında dinlendiğin, başın daralsa pikniğe gittiğin, çay demleyip içtiğin, akan suya derdini anlattığın, varlığı sana huzur veren, uzun uzun bakıp hayallere daldığın, hep yanında olmak istediğin doğanın sana bahşettiği "Derelerini korumalısın!" demedim mi?
Şimdi o gözbebeklerinle aynı dereyi görebiliyor musun? Şimdi farkına vardın değil mi? Anladın mı dereyi yok ettiğini? Şimdi anladın mı varlığıyla gurur duyduğuna ihanet ettiğini? Anılarını hatırlatacak benliğini zorlasan da faydası yok artık! "Anılar diye diye hep onu andığında o seni duymayacak!" demedim mi? Yeniden başlama imkanın da kalmadı. "Beni bağışla!" desen bağışlama imkanı yok. Şimdi yok bir anlamı suskunluğun! "Kafanı çevirip görmezlikten gelsen de vicdanın seni bırakmayacak!" demedim mi?
Milyonların ziyarete geldiği Sümela Manastırından bir kişi bile Maçka’ya uğramıyor. Maçkalılar, Sümela’ya giden otobüslere el sallamaktan başka bir şey yapmıyor. Bu tarihi hazineden Maçka faydalanamıyor. Kendi topraklarımızda olan dünyaca ünlü bir manastıra yabancı kalan Maçka! Böyle bir hazine yanında ve "Ekonomik olarak Maçka’ya nasıl faydası olur?" diye hiç mi düşünmedin? Maçka’yı on iki ay........
© Karadeniz'de sonnokta
