menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KARMAŞA VE “KAKOFONİ” DEN SIYRILABİLMEK

7 0
15.10.2025

Kalem susar kimi durumlarda. Çok hızlı gelişen-değişen-dönüşen ve karmaşıklaşan “gündem” ve çeldiricilerin etkisi ile baş başa kalmaktan uzak durduğun beyinsel varlığın ve yürek atışları seni beklerken…Koşmaktan bıkmadığın ama yine de yetişemediğin, yoğunluktan sıyrılıp kilitlenemediğin… Yüreğini öne çıkarıp yazıp-söyleyemediğin ve haykıramadığın; “hangi birine” diye hayıflandığın… Biraz da sahnede repliğini unutup kalakalan, sevgili Serkan Türk’ün romanına verdiği adla söylersem “Trak” durumu; yaşadıklarımız/yaşattıkları.

Böylesi bir kalem susmasından söz ediyorum. Elbette gerçek bir “susma” değil aslında. Tuzun çürüyüp-koktuğu bir dönemde sözünle/kaleminle sorunlara/gündeme müdahil olma çaban, yapay ya da öncelikli olmayan bir konuyla örtülüyorsa ve bu sürekli bir duruma getiriliyorsa… Akşam-sabah, çoğu zaman gün ışımadan-gece yarısı ülkenin bir yerinde kendi gelecekleri için bütünüyle toplumu/yaşamı biçimleme entrikaları sürerken… Eğitimden- bilime, sağlıktan ekonomiye, sosyal-kültürel varlığımıza, geleceğimize ilişkin senaryolar yarışırken… Irmağın akışını durdurma, yönünü değiştirme aymazlığı hızlanmışken… Bir çılgınlıktan öteye “bilinçli” bir strateji sergilenip buna uygun “siyasi” manevra uygulanırken…

Bıktırma sürecinin bir uzantısı yolu-yöntemi belki de; çoğu zaman gözden kaçırdığımız! Bir “trak” durumu demiştim yukarıda; bir öykünün bir romanın tanıtımı ya da kısaca özetlenmesi sırasında onlarca başka öykü ve romanın ya da başka türün araya zamansız/yersiz girmesi/sokulması gibi. Şiirin okunması/dinlenmesi sırasında uygun-hafif bir müziğin ona eşlik etmesi yerine onu bastırıp yok etmesi… Yaşamın gülmek-sevinmek-eğlenmek, kızmak-bağırmak ya da üzülmek-ağlamak gibi duygu ve eylemlerini iç içe geçirip aynı anda yaşamayı dayatmak; ne denli........

© Karadeniz'de sonnokta