Türkler Her Zaman İyi Olmak Zorunda Değildir
Türk Milleti tarih boyunca egemenlik kurduğu coğrafyalar üzerinde hakkaniyetle hükmetmiş ve egemenliği altında bulunan toplulukların yaşam haklarına saygı duyarak bütün değerleriyle var olmalarına olanak tanımıştır. Yüzyıllarca egemenlik altında bulundurduğu Arap toplumları ve Balkan milletleri bu duruma en iyi örneklerdir. Bu gün Yunan, Bulgar, Sırp toplulukları Ortodoks kimlikleri ve kendi milliyetleriyle varlarsa bunu kendilerini Katolik yıkımdan koruyan Osmanlıya borçludurlar. Araplar Yüzyıllardır Türk egemenliğinde kalıp kendi kültürlerini ve Arabizm’e araç yaptıkları modifiye İslam anlayışını devam ettirebilmişlerse bunu Türklere borçludurlar. Yüzyıllar boyu Türklerin korumasında kalıp hiçbir şey üretmeden yaşayan Araplar bir kelime bile Türkçe öğrenmedikleri halde birkaç on yıl Fransız ve İngiliz yönetiminde sömürüldükleri halde neredeyse ana dilleri Fransızca ve İngilizce olmuştur. Bu örnek bile yönetimimiz altında kendi kimlikleriyle ne kadar rahat yaşadıklarının en güzel örneğidir. Bu örnekler Anadolu’da gayri Müslim ve gayri Türk topluluklar için de geçerlidir. Anadolu’da Türkler sürekli cephelerde imparatorluğu savunmak için kırılırken azınlıklar zenginliklerine zenginlik katmış ve fakir bırakılmış Türkleri hakir görmüşlerdir. Hiç düşündünüz mü Cumhuriyetten önce neden zengin bir Türk aile veya Türk sermayesi yok? Çünkü bütün zenginlik ve mutlu yaşam azınlıkların elindeydi. Bu durumu Büyük Atatürk değiştirmiştir. Kendisine ne kadar minnet duysak azdır.
Bütün bu iyi niyete rağmen fırsatını bulan bütün gayrı Türk unsurlar Türkleri kıyıma........
© Karadeniz'de sonnokta
