menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gazeteciler için gözaltına hazırlık 101: Haklarınız neler, neye dikkat etmelisiniz?

13 1
29.07.2025

Haziran başıydı, doğum günümün üzerinden birkaç gün geçmişti ki devlet bana geç gelen bir “doğum günü sürprizi” yaptı: Sürpriz! — gözaltındasınız.

Sabah, saat henüz altı olmamış, kapı zili çalıyor. Sabahın bu vaktinde kim olabilir ki? “Biziz, açın” diyor bir ses. Kapıda jandarma ve polis var.

İlk refleksim şu oldu: “Gecelikle kapıyı açmak istemiyorum.” Önce, “Üzerime bir şey giymeme izin verir misiniz” dedim. Sağ olsunlar, verdiler. O arada cebimdeki son özgürlük hakkını kullandım: Bir arkadaşıma ve avukatıma “Kapıda polis var” diye mesaj attım. Gazeteci arkadaşım hemen yanıtladı: “Sebep?” Haklı bir soru: Sebep?

Jandarma içeri girdikten sonra bana bazı suçlamalar yönelttiler — ama neyle suçlandığımı o an da, sonra da tam olarak anlayamadım. İçimden yine sormak geldi: Sebep?

Sonrası mâlum — kapıyı açtım, telefonum gitti.

“Birini arayabilirsin” dediler. Güzel ama… kimi? Akıllı telefon çağında ezbere numara bilmek artık nostaljik bir refleks. Kardeşimin numarasını bile hatırlayamadım. O an düşündüm: Keşke buzdolabının üzerine “Acil Durumda Aranacaklar” listesi assaydım. Not: Siz yapın.

Ama asıl panik, kedilerimi düşününce başladı. İki kedim jandarma eve girer girmez korkuyla kuytulara saklandılar. Jandarmaya, “Kapıyı açık bırakmayın, camı da açmayın. Kaçarlarsa geri dönüşü yok” dedim.

Kedilerin gözaltı travması da bence başlı başına bir yazı konusu. Ama cezaevinde bu kadar çok gazeteci varken şimdilik o defteri açmıyorum.

Şu kadarını bilin: Dokuz yaşındaki canım kedimin o günden beri vücudunda egzama gibi yaralar çıkıyor. Bizim hanede gözaltı bir kişiyi, travma en az üç canlıyı etkiledi.

İkisi de epey genç biri polis, biri jandarma iki kadın görevli, “Artvin’e gideceğiz, ona göre giyinin” dedi. “Gözaltı kıyafeti” diye bir şey var mı bilmiyorum. O sırada avukatım eve gelmişti: “Gözaltı kıyafeti ne ki” diye sordum. “Rahat bir şeyler giy, uzun yol gideceksiniz” dedi. Üzerime rahat bir pantolon, tişört giyindim. Yanıma iki sweatshirt, tişört, yedek çamaşır ve çorap aldım. İyi ki de almışım.

Çünkü Artvin Merkez Jandarma Karakolu’nun nezarethanesi sıcaktı ama… yastık kılıfı yoktu. Bir yastık, bir battaniye verildi. Kılıf ‘yasak’mış. Ben de yedek tişörtümden birini geçirdim. Kim bilir benden önce kim kullandı?

Nezarethanede ayakkabı bağcıklarınız çıkarılıyor; intihar etmeyelim diyeymiş. Teşekkür ederiz!

Biz iki kadın kaldık içeride. Küçük bir tuvalet ve lavabo vardı ama yattığımız bölümle tuvalet arasını sadece bel hizamda bir duvar ayırıyordu. Karşıdaki kamera, tuvalete girdiğinizi rahatça görebilecek bir konumdaydı. Her anınız izleniyor. Panoptikon. Michael Foucault’nun Hapishanenin Doğuşu kitabını anımsadım. Bir iletişimci olarak nezarete girmek, okuduğunuz tüm teorik kitapların pratiğini yapmak gibi biraz: Uygulamalı Foucault.

Ben vejetaryenim. Bunu belirttiğimde, bana vejetaryen yemek verildi. Unutmayın: Bu bir hak. Et yemek zorunda değilsiniz.

Son gün, yani dördüncü gün, Artvin Adliyesi’nin bodrum katındaki nezarethaneye götürüldük. Orası epey soğuktu ama geceyi orada geçirmedik. Orası “bekleme salonu” gibiydi — tutuklanıp tutuklanmayacağınızı bilmeden beklediğiniz rutubetli ve soğuk bir salon. Tam bir psikolojik dayanıklılık sınavı.

Soruşturmanın içeriğine dair şu an hiçbir şey yazmak istemiyorum çünkü dosya gizli.

Sonuç olarak İstanbul’daki evimden alınıp 20 saatlik bir yolculukla Artvin’e götürüldüm, toplamda dört gün nezarethanede tutuldum. O dört gün boyunca her adımda aklımdan şu geçti: “Burada neye hakkım var, neye yok?”

O yüzden yaşadıklarımı yıllarca yaptığım yargı muhabirliği sürecinde öğrendiklerim ile Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) hazırladığı Gazeteciler İçin Hukuk El Kitabı’ndan edindiğim bilgilerle birleştirdim.

Buyurun, gözaltına alınan bir gazetecinin en sık soracağı sorular ve pratik yanıtlar:

42 soruda gözaltındaki gazetecinin hakları

1. Gözaltı nedir?
Gözaltı, bir suç işlendiğine dair “kuvvetli şüphe” olması ve soruşturmanın gerektirmesi durumunda, kişinin özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanmasıdır. Keyfî olamaz; aşağılamak ya da yıldırmak amacı taşıyamaz (Ceza Muhakemesi Kanunu [CMK] madde [m] 90-91).

2. Gözaltı kararını kim verir?
Gözaltı kararı,........

© Journo