menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu ülkede hepimiz birer maktul adayıyız

21 1
04.09.2025

Cümleyi her okuduğumda o kelime beynimin süzgecinden geçip isyan olarak geri çıkıyor. Gerçi son zamanlarda ne okusam, ne izlesem aklım hep oraya kayıyor. Düşünmeden edemiyorum; reflekslerimiz neden bu kadar zayıf, neden hiçbir şeyi olması gerektiği zaman olması gerektiği gibi yapamıyoruz diye. Daha yeni (kim bilir kaçıncı kez) gündem olan taciz ifşaları ile ilgili haberleri tekrar tekrar okurken düştüm bu sorgulamaların bitmek bilmeyen girdabına. Tam sisteme ayak uydurup, herkes gibi hayatın akışına kapılıp unutacaktım ki geçmişinde Turan isimli akrabası tarafından tacize uğramış annemin köşe yazısını okudum. Unutmak üzereydim diye kaç kere utandım kendimden bilmiyorum.

Çünkü en yakınımız, hatta kendimiz bile hayatımızın bir döneminde yaşamış olabiliriz bu durumu. Yaşamasak bile gelecekte yaşamayacağımızın garantisi yokken nasıl unutabiliriz ki deyip kendimce koydum istisnayı ilk cümlemin sonuna. Bunun için isyan etmeye değer, hiçbir zaman geç değil. Annemin de kendi köşe yazısında yazdığı gibi: “Susmayın… Yıkılsın kaleler, yıkılsın devletler, tutuşsun tüm siyasi partiler, titresin tüm insanlık suçu işleyenler. Vicdanı rahat olmayan herkesin uykusu kaçsın. Bir gün sıra size de gelecek…”

Yazının sonunda ilk cümlemle çelişip, umutlu bir alıntı bırakacağımı bile bile çatışacağım kendimle. Umutsuz durumlardan bahsedip, her seferinde sessizce bir sonraki dalgayı beklediğimizi kendime hatırlatacağım, geç isyan ettiğimizi kendime kanıtlamak için. Sonra da düzenin........

© İz Gazete