Türkiye’nin Kader Çizgisi: İrade, İtiraz ve İnşa Arasında Bir Ülke
Türkiye, tarihinin en çalkantılı kavşaklarından birinde duruyor. Coğrafyanın kadim mirasıyla küresel dalgaların çarpıştığı bu noktada, ülkenin nabzı yalnızca siyasetin koridorlarında değil, sokakta, fabrikada, üniversitede ve gözlerini geleceğe dikmiş gençlerin yüreklerinde atıyor. Bugünü anlamak için geçmişin tortularını temizlemek yetmez; cesurca sorular sormalıyız: Nereye gidiyoruz? Ve daha önemlisi: Bu gidişatı kimler, hangi değerlerle şekillendiriyor?
Siyasetin Labirentinde Kaybolan İrade
İktidar ve muhalefet arasındaki kutuplaşma, Türkiye’yi “kronik bir kriz” sarmalına hapsetti. Siyaset, toplumsal uzlaşma yerine kimlik savaşlarına evrildiğinde, demokrasi bir “skor tablosuna” dönüşüyor. Son yerel seçimlerde sandığın söylediği şey basitti: Halk, hesap sorabilme ihtiyacında. Ancak siyaset dilindeki sertleşme, toplumun yaralarını sarmak yerine tuz basıyor. AK Parti’nin “yeni Türkiye” vizyonuyla CHP’nin “alternatif gelecek” söylemi arasında sıkışan vatandaş, pragmatizm ile ideoloji arasında bocalıyor. Peki, bu labirentten çıkış yolu nerede?
Ekonomi: Rakamların Diliyle Konuşan Acı
Enflasyonun p’lere dayandığı, dövizin sirkülasyon hızıyla........
© İstiklal
