menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Saatini Kurdun mu?

11 0
05.05.2025

SAATİ yoktu kolunda. Hiç takmazdı.

Ama buna rağmen inadına çok dakikti. Hiçbir randevusuna geç kaldığı görülmemişti.

Nerde ne zaman bulunması icap ediyorsa vakti vaktine orada olurdu.

İLK sorusu “Saatini kurdun mu?” olurdu.

Karşılaştığı her insana Allah’ın selamını verdikten sonra hemen bunu sorardı.

Tahmin edersiniz ki, bu sualin yöneltilmesi ile mesele bitmezdi. Muhabbet arasında gözlerini muhatabının gözlerine mıhlar ve ses tonuna büyük bir ciddiyet yükleyerek “Saatini kurdun mu?” diye tekrar sorar ve ikna edici bir cevap almadıkça da asla yakasını bırakmazdı.

“VAKİT hatırlatıcısı” olarak bilinir oldu zamanla.

Namaz vakitlerine dikkat çektiği, kişinin Rabbi ile buluşmasına bu yol ile telmihte bulunduğuna hükmedildiği için hemen cevabı yapıştıranlar olurdu ama o nedense bundan daha ötesini arardı.

Zorlardı tatlı tatlı.

BİR sohbetinde yine derin mevzulara dalmıştı.

İçi yük dolu kamyonların yokuşu sardığı gibi anlattığı konuya derinden derine odaklanmıştı.

Daha önce duymadığımız açılımlar yapıyor, on kitap okusak içinden devşiremeyeceğimiz kadar incelikli ve kötülükleri önleyici hikmet meyvelerini dalından alıp taze taze sunuyordu.

Gençliğin başımızda duman olduğu dönemler olduğundan hınzırlıkta üstümüze yoktu.

Acaba konunun harareti sebebiyle........

© İstiklal