menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mahya

16 0
12.03.2025

ÇOCUKLUĞUMUZ köyde geçtiğinden o yıllarda hiç mahya görmedim. Her Anadolu köyünde olduğu gibi mütevazı bir camimiz vardı ve doğal olarak tek minareliydi. Mahyanın olabilmesi için ise iki minarenin olması zaruriydi.

Medeniyet kurmuş kültürler bazı kavramları millileştirir ve herkes bu kavramları kullanır. Bizim kültürümüzde Ramazan ayı dahil Recep ve Şaban ayları tek tek söylenmez. Bunun yerine “Üç aylar” denilmesi buna örnektir. Kastedileni herkes bilir, ayrıca izaha lüzum yoktur. “Mahya” kelimesi de aynı şekildedir. Ramazan ayına mahsus, bu aya ait şeklinde bir anlamı vardır.

Mâh Farsça’da ay demektir. Ecdadımız bu kelimeye Arapça olarak iyye ekiyle mâhiyye kelimesini üretmiştir. Mahyâ ise Fahr-i Kâinat Efendimize selâtü selâm getirilen meclis anlamını barındırdığı gibi zikreden topluluk, meclis manasını da ihtiva eder.

Ramazan aylarında iki minare arasına mumlarla oluşturulan, müminlere mesaj vermek üzere asılan yazılara bu ismin verildiğini en büyüğümüzden en küçüğümüze kadar artık hepimiz biliyoruz.

BU mübarek ayda camilerin minareleri arasına gerilen ışıklı yazı şeritlerine mahya denildiği gibi bu yazıları hazırlayıp bizlerle buluşturan sanatçıya da mahyacı tabir edilir.
Bugün yararlanılan teknik imkanlarla daha kolay yapılıyor olsa da eskiden icra edilmesi gerçekten güç bir sanattı. Büyük bir mahareti icap ettirirdi. Alanda yetişen hünerli ustalar bilinirdi. Mesleği devam ettirmesi için o ustalar kendilerine yetenekli çıraklar bulur onları yetiştirerek Ramazan aylarında bu güzellikten müminlerin mahrum........

© İstiklal