menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

El İyisi

9 0
25.06.2025

BABASINDAN yana şanslı değildi. Babası da babasından yana aynıydı.

Ceberut bir babanın elinden çıktığından bıçak gibiydi. Çift taraflı keserdi. Kısacası bıçak sırtı bir hayatı olmuştu. Söz ne açıdan ve hangi maksatla söylenirse söylensin mutlaka kendine göre yanlış bir damar bulur ve buradan ilerlerdi.

Haksız çıkmazdı asla. Kendine dair güçlü savunmaları vardı. İkna edilmesi imkansıza yakındı. Zaten bu sebeple kimse onun bu tavrında milim değişikliğe sebep olamamıştı.

Müsamaha kavramı lügatte vardı ama onda yoktu. Toleransı eziklik dahası yeniklik olarak görüyordu.

Bu nedenle bırakın özür dilemeyi, nedamet etmeyi, pişmanlık göstermeyi azıcık geri vitesi bile yoktu.

Bastı mı gaza, gider mi, gider bir tipti. Tümü mirastı. Kötü bir miras…

AKŞAM eve geldiğinde babayı anne dahil tüm ev ahalisi kapının yanında dizilerek hazır ol vaziyetinde karşılamalıydılar. Mutlaka mütebessim olmalıydılar ama aşırısı fena olurdu. Paltosu alınır, terlikleri hazır edilirdi. Yemek zaten muhakkak hazır olmalıydı. Ne vakit tam geleceği muğlak olsa da sofradaki yemek sıcaklığını kaybetmemeliydi. Tersi büyük kıyametin kopma sebebiydi. Ki, pek çok defa kopardı.

Yalnız yerdi yemeğini. Kimse onunla sofraya oturamazdı. Bunu hakaret addederdi. Yanında bırakın yüksek sesle konuşmayı fısıltı bile gümbürtünün kopma sebebiydi. Soru sorulamazdı. Ama her soruya kısa, anlaşılır, net cevaplar verilmeliydi ve bu anında olmalıydı.

Tüm bunların yanı sıra başka bir kötü huyu vardı ki, o bir şey istemeden, dile dökmeden ne istediği öngörülmeli ve derhal yerine getirilmeliydi. Bu ise elbette mümkün değildi. Dolayısıyla her akşam ev bir “Azap adası” hâline dönüşürdü. Ailede böyle tiranlık olur mu, demeyin. Bal gibi oluyordu işte.

ÇARPIK bir durum vardı ki, izahı zordu.

Bu nobran, kaba, anlayışsız, kimseyi dinlemeye tenezzül etmeyen kişi dışarıda bambaşka bir posta bürünüyordu. İnadına nazikti. Anlayışlıydı. Hoşgörü elçisi gibiydi.........

© İstiklal