Dini İlgisizlik ve Keyfi Müdafaa
DİDAR dini bütün bir kadındı. Güzelliği ise parmak ısırtacak seviyedeydi. Sadece beden güzelliği ile kalmamış aldığı eğitim ve cennet havası solunan ailesinin bebekliğinden itibaren gösterdiği özen onda muhteşem bir âhenk oluşturmuştu. Eşi Sırrı yine temel dini eğitimleri almış üzerine pek çok alanda önemli bilgileri inşa etmiş bir öğretmendi. Gerçek bir kitap kurdu idi. Kasabasındaki kitapçıları yeterli görmez her ay düzenli olarak şehre iner sipariş verdiklerini büyük bir sevinçle alıp yüreğine bastıktan sonra döndüğünde kapanıp sırasıyla okumaya koyulurdu. Gözleri kanlanıp yorulduğunda eşi Didar’dan bir sade kahve ister ve ona adaşı olduğu âşığın şu türküsünü Erdal Erzincan tavrıyla okurdu:
“Ezelden güzelden gönlümüz geçmez / Biz aşığız Haktan didar isteriz
Sofu ne söylersin kulak işitmez / Biz aşığız haktan didar isteriz
Sofu ne söylersin bilmem dilinden / Çünkü sen bilmezsin aşkın halinden
Bülbül vazgeçer mi gonca gülünden / Biz aşığız haktan didar isteriz
Bu derde düş olmuş Sırrı kan ağlar / Nar-ı hasret odu ciğerim dağlar
Bu derde düşenler cenneti neyler / Biz aşığız haktan didar isteriz
Hü hü efendim hü hü tabibim hü hü cananım”
…
YILLARCA çocukları olmadı. Tıbbın tüm imkanlarını denemişlerse de bir sonuç alamamışlardı. “Artık yapacak bir şey kalmadı” doygunluğuna eriştiklerinde de “Nasip” diyerek duruma razı olmuşlar ve bu meseleyi bir daha açmamak üzere kapatarak birbirlerine tutunmuşlardı. Beş sene kadar sonra Cenab-ı Allah hiç beklemedikleri bir anda sürpriz yapmıştı da hiç inanamamış ve ne çok şaşırmışlardı. Dünyalara sığmayacak bir sevince gark oldular. Şükürler ettiler. Konu komşuyu muştuladılar. Kurban kestiler. Vakti geldiğinde de sapsarı bir çocuk gözlerini açıp onlara gülümsedi.
…
AİLE iki yöntem benimsemişti.
Birincisi, kendileri gibi dini bütün bir evlat yetiştirerek şahsına ve vatana hayırlı bir insan armağan etmek istemeleriydi. Bunun için planlar yaptılar. Çizelgeler çıkardılar. İki öğretmen olarak pedagojik formasyonlarını dikkate alarak yaşa göre bilgi sıralaması........
© İstiklal
