Elbette söylemek istediklerini bin bir çeşit ve tür de ifade etmiştir Yaradan. Elbette herkesin seviyesine, algı dünyasına, düş dünyasına, artı ve eksilerini dikkate alan yaradan herkesin anlayacağı dilden izah etmiştir emir, telkin ve tavsiyelerini.

Zaten kendisini bir öğüt ve bir nasihat olarak tanımlaması ve Rahmetin yüceliğinin, büyüklüğünün ve enginliğinin tezahürüde budur ve Rabbimiz eksiksiz olarak bunu yerine getirmiştir. Zira elçi/ler ikaz ikaz edilip uyarılmamış kimselerin helak edilmeyeceği ilkesinin, sözünün karşılığı da yine budur.

Gelelim bunca çeşit, tarz, belagat, hitap ve seslenişin özetle ne anlam içerdiğine.

Ne çok bahseder dünyalık makam, mevki, şan, şöhret, şehvet, etraf ve eşraftan ve ne çok bahseder bütün bunların insanın kanını kasıp kavuran ve damarlarında bir ateş ( Şeytan ) gibi dolaşıp kibrin en azılısını harekete geçirip gözü kör eden, kulağı sağır ve kalbin katılaşmasının gerekçesini.

O sebepledir ki Kuran mal, mülk, saltanat, makam, mevki, kariyer, servet, şöhret, etraf, eşraf, oğullar ve kölelere sahip olmayı öven, tasdik eden, yönlendiren bir tek ayete denk gelmek imkânsızdır.

Kuran, dünyalık geçim için gerekli olanın dışında ki her şeyi bir zehir olarak tanımlar. Dünyanın ve içerisinde bulunan her şeyin bir eğlence, bir oyun, gelip geçici, uçucu ve uyuşturucu olduğuna özenle, önemle ve sınırsızca atıflar ve vurgular yapar kuran.

Ve Allah, tercihini, dünya ve içerisindekilerden yana yapanların, dünyayı mutlak kabul edenlerin, yatırım yerine peşin isteyenlerin Ahiret ve içerisindekilerine mahrum........

© İstiklal