Zeytine Adanmış Bir Ömür
Zeytin ağacının gölgesinde
Ayvalık’ın rüzgârı, kimi zaman zeytinliklerin arasında fısıltılar taşır. O fısıltılarda Kürlek ailesinin sesi vardır. Her yeni şişe, bir mevsimin anısını; her yeni sipariş, bir duanın karşılığını taşır. Uluslararası yarışmalarda alınan ödüller, bu emeğin nişanesi olsa da, asıl değer zeytin ağaçlarının gölgesinde saklı…
Ayvalık’ta başlayan Köklü Zeytincilik ’ün sessiz destanı
Bazı insanlar vardır; hikâyeleri toprağa düşmüş bir tohum gibi sessizce filizlenir. Büyürken ne gürültü yapar ne de gösteriş... Ama vakti geldiğinde gölgesi, yorgun göçmen kuşlara serinlik, geçim derdindeki çiftçiye umut, lezzet arayan bir damağa vuslat olur. İşte Mustafa Kürlek de böyle bir öykünün kahramanı. Sırtını Kaz Dağları’na yaslamış, yüzünü Ege’nin rüzgârına dönmüş, asırlık bir hikâyenin dördüncü kuşağı… Adı gibi “Köklü” bir mirasın hem emanetçisi hem de ustalıkla yeniden yazılan satırlarının yazarı.
Gastrofest Ayvalık ve Mustafa Kürlek
Mustafa Kürlek ile Ayvalık’ta düzenlenen GastroFest vesilesiyle tanıştım. Köklü Zeytincilik’in mütevazı standı, festivalin Kırlangıç gölgeli avlusunda, taşların arasında filiz vermiş bir zeytin ağacı gibi duruyordu. Etrafında dolaşan insanlar, küçük ekmek parçalarıyla altın sarısı yağın içinden nasip alırken, gözleri başka, gönülleri başka tatların peşindeydi. Ama Mustafa Bey’in gözlerinde, yalnızca yağ değil; zamanın damıttığı bir sadelik, bir tevazu saklıydı. O andan sonra bu hikâyenin izini sürmek kaçınılmaz oldu.
Stanttan fabrikaya uzanan yolculukta, adım adım bir geçmişin içine çekildim. Her köşe başında taşlara sinmiş sabır, tankların serinliğinde gizlenmiş tutku, değirmenlerin uğultusunda yankılanan bir dua vardı. Bu fabrika, iyi bir üretim alanı olmasının yanında zamanla kurulan bir ittifakın, doğaya duyulan derin bir saygının da mekânıydı. Mustafa Kürlek, babası Çetin Kaya ve dedesinin adımlarıyla dolaşıyordu içeride;........
© İstiklal
