Gastronomi alanında yaptığı önemli işler ve Konuklar Köfte restoranlarıyla sektöre değer katan kıymetli dostum Beytullah Bozkurt Bey geçenlerde kendi köyünde yapılan “Bal Festivali” ne beni davet etti. Yoğunluğumdan dolayı katılamazsam da Ordu Gürgentepe ilçesine bağlı Tepeköy’de yapılan bu etkinliği es geçemezdim. Hele Beytullah Bey’in bu köy gezgin arıcılığın çıktığı ilk yer yer demesi bu festivali daha da anlamlı hale getiriyor.

Arının kanadında taşınan miras

Bazen küçücük bir köy, kendi sınırlarını aşar; bir ülkenin hatta dünyanın gıda geleceğini belirleyen bir yol açar. Ordu’nun Gürgentepe ilçesine bağlı Tepeköy, işte tam da böyle bir hikâyenin merkezinde duruyor. Bugün burada arının kanadında taşınan bal, damakları tatlandırmakla kalmaz kültürün, emeğin ve doğanın özünü de nesiller boyu yaşatır.

Gezgin arıcılığın Türkiye’de ilk kez bu topraklarda doğmuş olması, bir köyün ve ahalisinin alın terini aşan, çok daha büyük bir emeğin ve iradenin ürünü olduğunu gösteriyor. Bu, Anadolu’nun bal hafızasına kazınmış bir dönüm noktasıdır belki de. Beytullah Bozkurt’un ifadesiyle:

“Tepeköy, arının kanadıyla rızkını taşıyan insanların köyüdür.”

Bu cümle, geçmişin emek kokusuyla bugünün bilimsel verilerini buluşturur. Çünkü arılar şifa veren bir bal yapar elbette ama tarımın, doğanın ve insanlığın da sürekliliğini sessizce omuzlarında taşıyan işçilerdir.

Arıların sessiz gücü

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, dünyadaki tarımsal üretimin üçte biri doğrudan arıların tozlaşmasına bağlıdır. TÜBİTAK’ın araştırmaları ise meyve ve sebze veriminde arıların `–70 oranında artış sağladığını ortaya koyar. Bu tablo, balın çok değerli bir yiyecek olmasının yanında gıda güvenliğinin de kalbi olduğunu gösterir. Türkiye, yıllık 115 bin tonluk üretimiyle Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük bal üreticisidir (FAO, 2022). Bu üretimin ’ten fazlası Ordu’dan geliyor. Yani........

© İstiklal