menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sıfırdan lahmacun zincirine “ESTO”

13 0
02.09.2025

Bundan dört yıl önceydi… Beylikdüzü’nün bir köşesinde, yalnızca üç masası olan mütevazı bir dükkâna girdiğimde, odun ateşinde pişen lahmacunun kokusu beni Diyarbakır’daki çocukluk anılarıma götürmüştü. Urfa usulü o çıtır çıtır lahmacunu yapan Ramazan Çimen’le sohbet ederken fark ettim ki, o sadece iyi bir fırın ustası değil; hayallerini gerçekleştirme yolunda kararlı bir insan. Nitekim üç masalık o ışık kısa zamanda İstanbul dahil Türkiye’nin dört bir yanına yayılan 25 şubelik bir lahmacun zincirine dönüştü.

Lahmacun

Anadolu’nun asırlardır süregelen lezzet mirasının en naif, en mütevazı temsilcilerinden biri olan lahmacun, iyi ustanın elinde, bir kültürün, bir coğrafyanın ve bir vizyonun simgesi haline gelebilir. İşte Ramazan Çimen ’in kurduğu Esto Lahmacun tam da böyle bir hikâyenin eseri. İncecik hamura ustalıkla işlenen kuzu eti, Urfa isotunun ateşten gelen ruhu ve taş fırının közleşmiş sıcaklığı birleşince ortaya o eşsiz lezzet çıkıyor.

Esto restoranında Urfa lahmacunun farkı, malzemesindeki titizlikte ve üretim felsefesinde gizli. “Dünyanın En İyi Lahmacunu” sloganı, bir abartı değil; Çimen’in vizyonunu yansıtan cesur bir iddia. Marka, bir lahmacun zinciri elbet ama Anadolu mutfağının uluslararası sahnede hak ettiği yeri alması için de atılmış önemli bir adım bence.

Urfa’nın ateşinden İstanbul’un kalbine

İstanbul’un sokaklarında yürürken kimi zaman denizden gelen iyot kokusu sarar insanı, kimi zaman simit fırınlarından yükselen hamurun davetkâr sıcaklığı… Fakat son yıllarda bu kokulara yeni bir nefes, yeni bir ritim katıldı: Urfa’nın ateşini İstanbul’un taş fırınlarına taşıyan, isotun kızıl rüzgârını şehrin damak hafızasına işleyen bir marka. Adı: Esto Lahmacun.

Esto Lahmacun’un Destanı

Bu lahmacunu Şanlıurfa’dan İstanbul’a taşımak, bir ticari girişim olmanın ötesinde bir misyon. Bir lahmacun, sıradan bir yiyecekten çok daha fazlasını anlatabilir mi? Evet. Çünkü bu lezzet, hamur ve harcın birleşmesinin çok ötesinde bir kültürün, bir toprağın ve bir ustanın hayalinin somutlaşmış bir hâli. Ramazan Çimen’in yolculuğu, Urfa’nın mutfak mirasını, İstanbul’un modern temposuyla buluşturma gayreti diye özetlenebilir. Esto Lahmacun ’un İstanbul’daki başarısını anlamak için şunu unutmamak gerekir: Bu şehirde daha önce Urfa lahmacununu böylesine yaygınlaştırmış, markalaştırmış bir girişim olmamıştı.

“Dünyanın En İyi Lahmacunu”

Ramazan Usta, birçok dükkân açmıyor gerçek manada bir ekol oluşturuyor. İlk şubesini açtığında, kapısına gelen yaşlı bir kadının, lahmacunu yedikten sonra söylediği o meşhur cümle, markanın belki de kaderini belirledi: “Bu, dünyanın en iyi lahmacunu.” Sonraları işte bu söz,........

© İstiklal