“Mısır Gaze Zirvesi” (diğer adıyla Sharm el-Şeyh Gaze Barış Zirvesi) güncel çatışma bağlamında oldukça kritik bir diplomatik girişimdir. Bu zirvenin ne anlam taşıdığına dair bazı önemli noktaları şöyle özetleyebilirim:

1-Zirve, Gaze’de devam eden çatışmaların durdurulması ya da mevcut ateşkesin kalıcılaştırılması yönünde bir diplomatik çaba olarak öne çıkıyor.

2-Gaze’nin kim tarafından nasıl yönetileceği, güvenlik düzenlemeleri, silahsızlanma gibi konular masaya gelecek.

3-Gaze’deki altyapı yıkımı, nüfusun ihtiyaçları, insani yardım koridorlarının açılması ve rehabilitasyon çalışmaları zirvenin gündeminde olacak önemli maddeler.

4-Zirve, tüm taraflara (uluslararası aktörler, bölge ülkeleri, BM, AB gibi) çatışmanın “yeni aşamasında” söz sahibi olma imkânı tanıyor. Böylece alınacak kararların “uluslararası destekli” olma iddiası güçleniyor.

ABD başkanı Donald Trump ( kendini kutsayan, tek amacı nobel barış ödülü almak olan oporçinist, narsist, manüpilatif, tutarsız bir tüccar profili olan ) İsrail meclisindeki konuşması, özellikle İsrail’in politik yapımcılarını ve ABD’nin Ortadoğu politik yapımcıları övmesi İbrahim anlaşmasına vurgu yapması hatta Filistinlilerin durumu ile ilgili bir şey söylememesi Trump’ın ve ABD nin durduğu yeri gösteriyor. Hatta aynı zamanda Mısır’da 20 ye yakının çoğunluğu Müslüman ülkelerin liderlerinin gelmesi ve buna rağmen meclisteki konuşmasını uzatması bu tüccar liderin toplanan liderlere dönük, övgüler ve methiyeler dizmesi, amacının ne olduğunu gösterir.

Konunun görünen haliyle bile zorlukları ve sınırlamaları oldukça fazladır. Özellikle İsrail ve Hamas’ın zirvede doğrudan yer almaması en başta kırılgan bir yapısı olduğunu gösteriyor. Ayrıca 7 Ekim sonrası gelişen hadisler taraflar arasındaki uzun süredir devam eden güvensizlik, kararların uygulanmasını zorlaştırır.

Kudüs’ün statüsü, Filistin........

© İstiklal