EDEBİYAT İNSANI TEDAVİ EDER
Okumak ve yazmak insanı sağaltır. Bu yönüyle bakıldığında edebiyat çift taraflı bir etkiye sahiptir. Yazarın yazarak yükü hafifler. Yazarın yazdıklarıyla okurun hayatı benzerlik gösterirse okunan metin okuyana da ilaç olur. Kafka’nın bebeğini kaybeden kız çocuğuna, bebeğinin dilinden kurmaca mektuplar yazması hem Kafka’ya hem de çocuğa iyi gelir. Çift taraflı bir iyileşme söz konusudur. Bugün psikologların birçoğu danışanlarına yazmalarını tavsiye ederler. Çünkü yazdıkça insan içini kâğıda döker. Bu bazılarında anlatma olarak tezahür eder. Yani kişi anlatarak rahatlar. Bazen anlatılamayacak şeyler yaşar ve bunu kalem ve kâğıtla paylaşır. Bazen de yazmak yazar için can simididir. Boğulmak üzere olan birinin çırpınışları gibidir. Bu kişi yazıya tutunur. Yazdıkça rahatlar ve yükü hafifler. Sigmund Freud psikanalizi Dostoyevski’nin roman kahramanlarından öğrendiğini belirtir. Buradan da görülüyor ki insan hayatında okumak ve yazmak, genel olarak edebiyat önemli bir yerde duruyor.
Kurmacadaki hikaye devam ettiği sürece okuyanda bu hikayede sürüklenecektir. Sürüklenirken metinde kendinden izler bulacak belki dertlerine benzer çözümler keşfedecektir. Böylelikle okuduğu metin dertlerine derman olacak ya da hafifletecektir okuyanı. Hikaye okuyanın dertlerine derman olmasa kurmaca devam ettiği sürece okuyan bu dünyada kalacak ve dertlerini bir nebze de olsa unutacaktır.
Yazıya Kaçmak
İnsan okudukları ve hayatta tecrübe ettikleriyle dolar ve bu dolgunluk, yazmak isteyen kişi de bir taşmaya vesile........
© İstiklal
