Los Angeles sokaklarından yükselen duman ve aralıksız siren sesleri, sadece bir şehirdeki öfkeyi değil, tüm Amerika’da kıvılcım arayan toplumsal fay hatlarının yeniden harekete geçtiğini gösteriyor. 9 Haziran 2025’te Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) tarafından düzenlenen baskınlar sonrası başlayan protestolar, kısa sürede bir güvenlik krizinden çok daha fazlasına dönüşmüş durumda. Şuan federal iktidar ile yerel irade arasında sembolik bir savaş, devlet gücü ile halk tepkisi arasında derin bir hesaplaşma gibi görünüyor.

Bu yaşanılanlara baktığımızda özellikle ordunun sokağa inmesini de eklersek; son durumda Trump’ın “Güç” gösterisine dönüşen bir baskı söz konusu.

Bu meseleyi derinlemesine düşündüğümüzde Trump’ın “Zafer mi, Zafiyet mi?” sorusu aklımıza gelmektedir.

Başkan Donald Trump’ın, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom’un açık itirazlarına rağmen Ulusal Muhafızları Los Angeles’a gönderme kararı, sahada kısa vadeli bir “asayiş üstünlüğü” sağlamış gibi görünse de, siyasal düzlemde geri tepecek bir Pirus Zaferi'ne dönüşme ihtimali de var.

Rakamlar, bu üstünlüğün bedelini açıkça ortaya koyuyor: 9 Haziran’dan bu yana sadece Los Angeles’ta gözaltına alınan kişi sayısı 1.320’ye ulaşmış durumda. Ancak bu sertlik, Trump’ın otoritesini pekiştirmek yerine, özellikle kararsız seçmen ve ılımlı Cumhuriyetçiler nezdinde "kontrolü kaybeden lider" algısını güçlendirecek gibi duruyor. Kendi partisinden bile "gereksiz güç kullanımı" eleştirileri yükselirken, sosyal medya bu eleştirilerin ana dağıtım kanalı haline geldi.

Bir Eyalet Değil, Bir Ulus........

© İstiklal