Gazze Bitiyor, Hâlâ Mı Seyredeceğiz? (2)
Gazze’deki son durumu değerlendirmeye bu hafta da devam ediyoruz.
1- Trump’ın Gazzelileri Sürgün Teklifine Türkiye’nin Tepkisi
Hatırlanacak olursa, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan Şubat ayında yaptığı Uzakdoğu gezisinde; Malezya, Endonezya ve Pakistan ziyaretlerindeki konuşmalarda Gazzelileri sürmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini söylemişti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, Gazzelileri sürgün teklifi için “Böyle bir teklif abesle iştigaldir, biz dost ülkelerle birlikte buna engel olacağız.” demişti. Ve bu beyanatlar kamuoyunu ümitlendirmişti.
Bu sürgün planının Netanyahu’nun ABD gezisinde, Trump’la birlikte yapıldığı; sürgün mümkün olmazsa Gazzelilerin katledilmesinin karara bağlandığı anlaşılmaktadır.
Trump bu hususta ilk olarak Ürdün ve Mısır’la görüştü. Ama bu görüşmeler ilk etapta sonuç vermedi. Mısır, Gazzelilerin bu ülkeye sürülmesi karşılığında ABD tarafından yapılacak ekonomik yardım teklifini kabul etmedi. Peşine Ürdün Veliahtı ABD’ye çağrıldı. Kendisine Gazzelilere yer ayarlaması söylendi. Ama o da “Sizin barışı temin edeceğinize inanıyorum.” diyerek, cesaretle “hayır” diyemediği Trump’a bir nevi yağ yakarak bu işten kurtulmaya çalıştı.
O zamandan bugüne kadar kapalı kapılar ardında hangi pazarlıkların döndüğünü bilemiyoruz. Bilinen bir şey var, o da şudur:
Sürgün planından vazgeçilmemiştir. Ancak Gazzeliler bu sürgünü kesin bir dille reddetmiş; ne pahasına olursa olsun Gazze’den çıkmayacaklarını söylemişlerdir.
Bugünlerde özellikle sosyal medyada, bazı ülkelerde Gazzeliler için konut yapımına başlandığına dair haberler dolaşıyor. Gazzeliler ise “Bizde satılık vatan yok!” diye meydan okuyorlar.
Gazzelilerdeki şu asil duruşu görüyor muyuz?
Onlar bu tavırlarıyla, savundukları yüce davanın eri olduklarını göstermişlerdir.
İsrail fedaisi Trump, sürgünü kabul etmeyen Gazzeliler için “Bunlar hasta adamlar, cehennemi yaşayacaklar!” diyerek İsrail’le beraber gerçekleştirmeyi planladığı vahşeti ifade etmiştir. Sanki babalarının malına sahip çıkıyormuş gibi rahat konuşuyor ve Gazze için ileriye dönük hayalî planlar kuruyorlar.
Gazzeliler sürgünü kabul etmeyince İsrail ve ABD’nin “B planını” devreye koydukları, yani Gazzelileri toplu olarak katletmeye hazırlandıkları anlaşılıyor. Büyük bir felaketin arefesindeyiz.
Ve tam da burada kamuoyu olarak Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının sürgüne müsaade etmeyecekleri yönündeki açıklamalarının gereğinin yapılmasını bekliyoruz.
Hakan Fidan Ankara’da; Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dan gelen AKP’li vekillerle buluştuğu ve onların sorularını cevapladığı toplantıda şunları söyledi:
“Arap ülkeleriyle görüştük. ABD gibi nükleer güce sahip olan bir ülkenin İsrail’in arkasında olması en büyük sorun. Bölge ülkeleri, ABD’nin İsrail politikasını değiştirmesi için gayret gösterecek. İsrail’in stratejisi bombalama, gıdasız bırakma ve göçe zorlama. Burada ABD’yi ikna etmek gerek.”
Hakan Fidan’ın bu ifadelerine dair iki soru sormak isterim:
Bir: Adına savaş denemeyecek bir güç dengesizliğinin içinde, mazlumlar katledilirken, bu katliamı yapan tarafın silah gücü ve maddi üstünlüğü ne zamandan beri bu millet için haklı bir davadan geri adım atma sebebi olmuştur?
İki: Eğer Trump’ın Gazze ile ilgili stratejisini değiştirmesi, İsrail’e verdiği desteği geri çekmesi isteniyorsa, bunu neden ABD ile daha yakın olduğu iddia edilen Türkiye gündeme getirmiyor da bu........
© İstiklal
