menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump'ın Beyanatları Ne Anlama Geliyor?

5 4
22.04.2025

ABD Başkanı Donald Trump'ın bir takım absürt beyanatlarından dolayı kendisine "şarlatan" diyenler var. Önceki döneminden bu yana vücut dilini de işin içerisine katacak olursak, 18'nci yüzyılda veya daha öncesinde Amerika'nın Teksas eyaletinde bir kasabada "sheriff" (idarî amir) gibi davranışlar sergileyen, yamaklarına ve belindeki silaha dayanarak son derece öz güven sahibi ve bu öz güven ile etrafına tehditler savuran, esnafı ve toprak ağalarını haraca bağlayan buyurgan, küstah bir portre çiziyor.

Önceki dönemini hatırlayın, ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yapmış ve bölge ülke liderlerini de yanına alarak Suud kralı ile küre etrafında halka oluşturup mitolojik/pagan ritüellerine özgü davranışlar sergilemiş, akabinde hep birlikte kılıç dansı yapmışlardı. Seremoni bitince Trump eline panoya kopyalanmış 480 milyar dolarlık çek ile kameralar karşısına geçip, yine büyük bir öz güven içerisinde ve son derece küstahça Suud kralını nasıl haraca bağladığını dünyaya ilan etmişti. Trump, İran'ı işaret ederek "Suudi Arabistan'ı biz koruyoruz, aksi takdirde Suud rejimi iki hafta ayakta kalamaz" diyerek aldığı haracı bu şekilde gerekçelendirmişti...

Bu döneminde ise, işbaşına geçer geçmez Suud'a kestiği haracı 1 milyar dolara çıkardığını ilan etti. Nasıl olsa kendisine itiraz eden yok. İstediği gibi küstahça inisiyatif kullanıyor. Hele Gazze konusunda kullandığı jargon tamamen Firavunlara özgü. Neymiş efendim? Orasını alıp ABD toprağı yapacakmış ve orasını tatil beldesine çevirecekmiş. Bu konuda görsel animasyonlar hazırlamış. Hatırlayın, daha işbaşına geçmeden, "HAMAS esirleri şartsız olarak salsın, yoksa Gazze'yi cehenneme çeviririm" diyerek tehditler savurmuştu. 7 Ekim'den bu yana ABD olarak zaten soykırıma fiîlen iştirak etmiş vaziyetteler. Paramiliter askerleri ile birlikte her türlü silahı ve lojistik desteği veriyor. Şimdi ise Suriye üzerinden farklı bir yöntemle Türkiye'ye (methüsenalar eşliğinde) ayar çekiyor. Türkiye'nin, Hama kırsalında bulunan T4 Tiyas Askerî Üssü'ne konuşlanma niyetini sezen Siyonist çete derhâl harekete geçip üssü (2 Nisan tarihinde) bombaladı. (Gerçi Siyonist çete bu birkaç aylık süre içerisinde Suriye'nin en stratejik öneme sahip 600'ün üzerinde yeri bombalamıştı. Bombaladığı yerler içerisinde askerî tesisler, askerî limanlar, bilim merkezleri başta olmak üzere tapu-kadastro ve nüfus müdürlüklerine varasıya dek kamu binalarını vurdu.) Söz konusu ettiğimiz T4 Tiyas Askerî Üssü'n bombalanması esnasında üç askerî mühendisimizle birlikte toplam beş vatandaşımızın öldüğü haberi sosyal medyaya düştü. Resmî ağızlar bu konuda henüz bir açıklama yapmadı. Bu olay için, "Kol kırılır yen içinde kalır." metaforunu kullananlar var. Bu hengâmede Siyonist çete lideri, "Suriye topraklarında bize tehdit oluşturacak bir başka ülkenin yapılanmasına müsaade etmeyeceğiz" dedi ve yardım kotarma amacıyla apar topar Amerika'ya gidip Trump ile görüştü. Görüşme esnasında, kimilerine göre "tuhaf" veya kimilerine göre "sansasyonel" diyebileceğimiz diyalog yaşandı. Aslında her zaman olduğu gibi Trump nevi şahsına münhasır/kendine özgü bir üslupla açıklamalarda bulundu. Diyalogtan anlaşıldığı üzere Gazze kasabı Netanyahu Trump'tan Türkiye'nin Suriye'nin içişlerine karışmamasına, orada askerî tesis kurmamasına........

© İslami Analiz