menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şifrelerim

6 0
24.04.2025

Bu dünya hayatı bana hep bir yolculuk gibi gelmiştir. Herkes gibi ben de doğumla başlamışım bu yolculuğuma. İlk zamanlar, yaşam şeklimi oluşturabilecek mekânım, kayıtsız şartsız ailemdi. Varım, yoğum, cennetim ya da cehennemim.

Ailemle birlikte güvenli bir alandaydım. Onlar her şeyimdi. Koruyup kollayan, görüp gözeten, bazen alenen, bazen de çaktırmadan, her an nefeslerini ensemde hissettiğim, biricik annem ve babam… İlk aşkım, ilk güvendiğim, kendileriyle gurur duyduğum, yanlarında huzur bulduğum. İlk kodlarımın oluştuğu sevgili ailem…

İlk adımlarım, küçük küçük, korkak ve güvensiz. Sonra geri çekilmeler, tekrar tekrar denemeler ve sonunda başarabilmek. Her çocuk gibi çok istiyordum. Güvenli alanda, yolumu aramak ve bulmak… Olacaktı elbet, bazen erken, bazen geç ama bir gün mutlaka olacaktı. O gün belki de bugün…

Yolumu aradığım günler, daha çocuklukta başlamıştı. Gençliğin, tıpkı bir doğum gibi sancılı olduğunu duymuştum büyüklerimden, ama çok da önemsememiştim. Sonradan anladım ki doğruymuş. Kendi doğumumun yani var olmaya çalışmamın sancılarını bilemiyordum. Gençlik yıllarının sancısı canımı çok yakmıştı. Beni benden aldı ve giderek ailemle aramı açtı. Her insanın başından böyle şeyler geçebilirmiş. Büyüklerim, bu durumu kendi içlerinde fazla içselleştirmeden, beni olabildiğince hoş görme çabasındaydılar.

Çok şükür, onca sancılı geçen günler geride kaldı. Bu deli dolu günlerimi atlatmış olmam herkesi rahatlattı. Kendimden daha fazla etrafımdakiler bir oh çektiler, bunun farkındaydım. Bu, karşıki dağlardan bile duyulmuştur.

Fırtına sonrası sular, yavaş yavaş durulmuştu. Yol ve yolculuk, devam ediyordu. Artık yolcu olduğumun daha bir farkındaydım. Ayaklarım yere basıyordu. Çok şükür! Artık yürümek için kullandığım ayakkabılarımın markası da o kadar önemli değildi. Beni yoldaki taşlardan koruyacak bir ayakkabımın olması yeterliydi. Bu duruma gelmem kolay olmadı. Aylarım, yıllarım belki de gençliğim geçti. Her sancı, önce beni yukarı kaldırıyor ve sonra aşağıya bırakıveriyordu. Takvimlerin dili olsa da söylese! Zaman içinde zaman, beni ben olarak oldurmayı başardı.

Bir gün iki yol........

© İnsaniyet