menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üç Damla…

12 0
24.05.2025

Toprağa üç kutsal damla düşer insandan: Gözyaşı, alın teri ve şehit kanı.

Gözyaşı; yoğun duyguların dışa vurulmuş haldir. Kuruyan kalbi gözyaşı sular ve yeşertir. Gözyaşıyla temizlenen kalp içinde kin, nefret, haset barındırmaz; kalbin pasını temizler gözyaşı. Hz. Mevlâna: ‘Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.’ der.

Gözyaşı ile temizlenen göz kalp merceğinden görür. Duygu ve düşünceler berraklaşır. İnsan; bağırışları, haykırışları, yalvarmaları duymazdan gelebilir; ancak gözyaşını görmezden gelemez. Gözyaşı dilin söyleyemediklerini en yüksek tonda haykırır. İnsan kalemle kâğıda yazamadıklarını gözyaşı ile kalbe kazır. Daha sonra kalbe yazılan hiçbir yazı gözyaşı ile yazılanı, kazılanı kapatamaz. Her damlası bir çağlayan coşkusuyla, bir kurşun hızıyla saplanır kalbe. Ama bu sesi kulak değil gönül duyar. Gözyaşı aldatmaz, sahte değildir ve olamaz. Çünkü insan yalancıktan ağlayamaz, sahte duygularla gözyaşı demleyemez. Kalp titremezse, gönül sarsılmazsa kirpikler gözyaşıyla ıslanmaz. Saf, temiz ve samimi kalpte damıtılmış bir iksirdir gözyaşı.

Anneler bir damla gözyaşıyla bütün duygularını özetler. Gözyaşı duaları da bedduaları da yerine ulaştıran samimiyet şahididir. Bazen huşu ile titreyen bir kalbin tezahürüdür, bazen teslimiyetin, bazen itirazın, bazen isyanın ve kahrın, bazen kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde sevincin habercisidir. Bazen de çaresizliği, çarelerin sahibine ulaştıran bir nehirdir gözyaşı.

Alın terinin de insanlık tarihindeki yeri tartışılmaz. Bizim kültürümüzde alın teri denilince hemen akla “helâl” gelir. Elbette bu ifadeden “Alın teri dökülmeden kazanılan rızık helâl değildir,” hükmü çıkarılamaz. Hatta son zamanlarda “alın teri” ile birlikte “akıl teri” de hak edilmiş bir başarının karşılığı olarak ifade edilmeye başlandı. Emek, adalet, hak, ekmek, rızık gibi kavramlar kardeştir alın teriyle. Alın teri hak edilmiş lokmanın, darası alınmış firesi düşülmüş helâl rızkın, yiyeceğin ‘nimet’ mertebesine yükselmesinin habercisidir.

Peygamberimiz (sav)in ‘İşçiye ücretini alın teri kurumadan veriniz.’ sözü de insan emeğinin değerini öne çıkarmaktadır. Dolayısıyla kendisi değerli olan insanın emeği de değerlidir. Bazı nimetlerin alın terinden yaratıldığına dair rivayetler de alın terine yüklenen anlamların değerli olmasıyla ilgilidir. Alın teriyle çalışılan yerde hile, hurda, ayak oyunları yok denecek kadar azdır. Teknoloji yapay zekâ desteği ile ne kadar gelişirse gelişsin, alın teri olmadan insanlığın devamı mümkün değildir. Teknoloji işi ne kadar kolaylaştırsa da şehirler inşa etmek, toprağı işlemek, ekmeği pişirmek, ağacı dikmek… için alın teri hâlâ vazgeçilmezdir.

Ve şehit kanı… Bizdeki “şehit” kavramının içeriği itibariyle bütün dinlerde ve kültürlerde farklı yoğunluklarda da olsa bir karşılığı vardır. Ancak bu kavramın Türk-İslâm kültüründeki kadar derin anlam ifade ettiği, toprağın yedi kat altını ve semanın yedi katını kapsadığı başka bir medeniyet yoktur.........

© İnsaniyet