menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İçimizden Geçen Sesler

12 0
06.02.2025

Uzlette on altıncı yılım. Köşeme hatta köşelerime çekileli on altı yıl olmuş. Köşelerimi kendime çekemeyince, ben onlara çekildim. Dile kolay… Dile kolay olan ne. Geride kalan on altı yılda niceleri geldi geçti içimden sessiz sedasız. Kimileri bir düdük bile çalmadan geçip gittiler. Bazıları gürültülüydü. Hala uğultuları kulağımdan kesilmiş değil. Bir de neredeyse kırk-elli yılı hatta daha uzun bir zamanı tutan sesler var içimde. O seslerin kimini özenle muhafaza ederim. Birini söyleyeyim mesela: Üç yaşımda babaannem ve amcamla gittiğim Doğubeyazıt’ta oturduğumuz evin penceresinden her akşam minare şerefesinde izlediğim müezzinin Allahüekber nidası…

Evimiz mahalle camisini tam karşıdan görüyordu. Akşam ezanının okunmasından yaklaşık bir dakika önce şerefenin ışıkları yanardı. Bu, o çocuk ruhumda öyle bir heyecan fırtınası doğururdu ki, kendimi kaybederdim adeta. Sanki bir el dokunur ve şerefeyle birlikte ruhumun bütün ışıklarını yakardı. Sonra müezzin çıkar ve şerefeyi dolaşarak çıplak sesle akşam ezanını okurdu. Müezzin şerefede görünür görünmez ben heyecanla babaanneme, babaanne hoca minareye çıktı,........

© İnsaniyet