Çekmece
Merhaba Sevgili Okur
Dünyanın ucunda bir gül açılmış
Efil efil esen yele merhaba
Karanlığın sonu bir ulu şafak
Sarp kayadan geçen yola merhaba
Bu selamlamamızla birlikte bundan sonra her ay deneme, öykü, şiir, kitap tanıtımı ve röportajlarla sizlerle insaniyet.net sayfası üzerinden birlikte olacağız. Yaşam bize bahşedilmiş bir armağan, bir soluk alma gelip gitme mekânı, bir sahne, bir yolculuk. Ne başı belli, ne sonu. Nerede nasıl başlayacağı da nasıl biteceği konusunda da bir fikrimiz bir dahlimiz yok. Gelip geçiyorken nazik adımlarla bu dünyadan aslına bakarsanız yetişeceğimiz hiçbir yer, bitireceğimiz hiçbir iş te yok. Karac’oğlan söyleyişi ile üryan geldik üryan gideceğiz. Bize kalacak olan güzel paylaşımlar dostluklar, selam ve gönlü hoş edecek iki kelamdır. Her yere koşuşturan acelesi olan insanları anlamaya çalışıyorum ama acele ecele midir? Sabır ve anlayış yaşamın doğasında keşfedebilsek derunumuzda fıtratımızda var ama gelin görün ki insanoğlu dünya kargaşasının gürültüsünde kendi doğasına yabancılaşmakta. Bu satırlar aracılığı ile yeniden görüşmek dileğiyle
ÇEKMECE
Geçen gün artık aradıklarımı bulamamaktan şikâyet etmenin gereksiz olduğunu düşünerek çekmecelerimi düzeltmeye karar verdim. Benim çekmecelerim hafızam gibidir. Başladım hafıza labirentinde dolaşmaya. Geriye döndüm, her bulduğum parçada. Her bir materyal farklı bir zamana götürdü beni. Neler yok neler! Neler bulmadım ki çekmecelerde.
Kalem başlıkları, üzerleri dolu küçük not kâğıtları, kartvizitler, çeşitli çikolata ve sakız ambalajları, tokalar, lastikler, kurdeleler daha neler neler… Seyrettiğim oyunların bende kalan bilet yarıları, davetiyeler, sinema biletleri… Ayırmış, sıralamışım nedense?
Üzerlerine not düştüğüm oyun afişleri, tiyatro broşürleri, albümler, dağılmış fotoğraflar, teki kayıp inci küpe… Aldığım notlar üzerinde rast geldiğim tarihler, ne kadar hayal........© İnsaniyet
