Matematiksel Düşünme Becerisi Yazıları – IX
-Varlığın Matematiksel Katmanlarında Özet Bir Yolculuk-
Dijital Çağda Varlığı Yeniden Düşünmek
Matematiksel düşünme becerisinin bir yüzü de sadece sayılar ve formüllerle sınırlı olmayan, gerçekliğin katmanlarını sistematik olarak çözümleme tarafına dönüktür. Bu denemede, dijital çağın bize sunduğu “çözünürlük” kavramını ontolojik bir araç olarak kullanarak, varlığın temellerini matematiksel düşünme perspektifinden inceleyeceğiz. Tıpkı bir dijital görüntünün pikselleri nasıl daha yüksek çözünürlükle daha ayrıntılı görünür hale geliyorsa, varlığın da farklı çözünürlük seviyelerinde farklı gerçeklik katmanlarının açığa çıkmasını değerlendireceğiz.
Çözünürlük Metaforu: Dijitalden Ontolojiye
Dijital özelinde modern teknolojinin bize kazandırdığı temel kavramlardan biri de “çözünürlük” (resolution) kavramıdır. Çözünürlük, en basit ifadeyle bir nesneyi ne kadar ayrıntılı görebildiğimizi belirten kavramdır. Günümüzde bu kavram günlük yaşamımızın parçası haline geldi öyle ki telefonumuzun kamerasından televizyonumuzun ekranına kadar her yerde çözünürlük değerleri ile karşılaşmaktayız. Düşük çözünürlükte bulanık görünen bir fotoğraf karesi, yüksek çözünürlükte keskin ayrıntılar kazanır. Ancak çözünürlük sadece teknolojik bir terim değildir; aynı zamanda gerçekliği algılama biçimimizi de tanımlar. Gözümüzle gördüğümüz dünya belirli bir çözünürlük seviyeleri ile sınırlıdır, ancak mikroskoplar, teleskoplar, dürbünleri kameralar ve diğer görüntüleme araçları bu sınırları aşarak daha önce görüp bilemediğimiz (mikroda ayrıntıları, makroda büyüklükleri) ortaya çıkarmaya devam etmektedir. Bu yeni durum, varlığın farklı katmanlarının ancak farklı çözünürlük seviyelerinde görülebileceğini iddia etmekte ve bizi ontolojik bir soruyla karşı karşıya bırakmaktadır: Gerçek nedir? Gerçek hangi çözünürlüktedir? Gerçek hangi çözünürlük seviyesinde en doğru şekilde kendini gösterir? Sorular devam eder…
Bir dijital görüntüde 72 DPI’dan 300 DPI’ya çıktığımızda, aynı varlığın çok daha ayrıntılı katmanlarını müşahede edebiliriz. Bu teknolojik metaforu ontolojiye uyarlarsak, varlığın farklı “çözünürlük seviyelerinde” nasıl farklı varlık katmanları açığa çıkardığını gözlemleyebiliriz.
Bu yazıda ele alınan yaklaşımın orijinalliği, geleneksel ontolojinin statik kategorilerini dinamik bir matematiksel model içinde yeniden düşünülmesini sağlamaktır. Varlık, artık sabit kategoriler değil, sürekli değişen ve........
© İnsaniyet
