Sean O'Grady Trump savaştan Ukrayna'yı sorumlu tutuyor: Bir şey demek ister misin Boris?
Biz Ukrayna'nın kader anını izlerken ve Devlet Başkanı Zelenski dışlandığı barış görüşmelerinden bir şeyler kurtarmak için can havliyle çabalarken şunu merak ediyor olmalı: Onlara ihtiyacım olduğunda Batı'daki sevgili dostlarım nerede?
Bazıları bir zamanlar görünüşte sunduğu sarsılmaz sadakatten uzaklaşmaya başladı bile; diğerleriyse sessizliğe gömüldü. Ve bir kişi, gerçek manada bir "sorumlu kişi" olarak kendisini sefil bir uzlaşmacı pozisyonuna sokmuş görünüyor. Bu, hiçbir zaman utanması olmayan Boris Johnson tarafından sergilenmesiydi, oldukça şaşırtıcı, inanılmaz bir U dönüşü olurdu.
Johnson'ın ta 2022'de başbakanken, Rusya'nın Ukrayna çevresindeki askeri manevralarının artan tehdidini fark ettiğini hatırlarsınız (nasıl unutulur). Elinden gelen askeri, siyasi ve diplomatik desteği gönderdi ve "özel askeri operasyon" gibi iğrenç bir kisve altında Rus istilası başlayınca Johnson, adeta Churchillvari bir figür olarak ortaya çıktı.
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Avrupa'da ve Biden'ın Beyaz Sarayı'nda pek çok kişi sessizce, Ukrayna'nın birkaç hafta içinde yok olacağını varsayıyordu. Zelenski, Avrupalı dostlarından yardım talep etti. Kremlin'i kızdırmaktan her zaman çekinen Almanlar, Kiev'e birkaç miğfer göndermeyi teklif etti.
Ancak Johnson daha kullanışlı, ölümcül malzemeler gönderdi ve neler olup bittiğini görmek için birkaç gün içinde Ukrayna'nın başkentine giderek moral yükseltici pek çok ziyaretin ilkini yaptı (çoğu zaman tanklar ve savaş tüfekleriyle poz veriyordu).
Ruslar mayısta güvenli bir şekilde geri püskürtüldü ve Johnson, Ukrayna parlamentosuna bir konuşma yapmak üzere geri döndü:
Benim gibi bir yabancı, Ukrayna şu ya da bu toprak parçasından vazgeçerse ya da Vladimir Putin için bir taviz bulursak bu çatışmanın nasıl çözülebileceğiyle ilgili rahat rahat konuşamaz. Bu istilacının pençesinde kalanlara ne olduğunu biliyoruz.
Gerçekten de biliyoruz. Ve birkaç ay sonra Avam Kamarası'nda, artık arka sıralardan konuşan Johnson, yıpratıcı savaşın sonraki acı aylarında çok sık duyulacak ifadelerle Batı'nın savaş hedeflerine dair net bir tutum sergiledi:
Savaşın geldiği bu dönüm noktasında soğukkanlılığımızı koruyarak Ukraynalıların topraklarını 24 Şubat sınırlarına ve mümkünse 2014 öncesine kadar geri almayı başarmasını sağlayacak stratejik sabra sahip olmamız, her zamankinden daha hayati önem taşıyor çünkü uluslararası hukuk bunu gerektiriyor... 8 yıl önce uluslararası hukukun uygulanması yönünde topluca ısrar etmememiz, Putin'e bu yılki feci istilasını başlatma cesareti verdi.
Avrupalı güçleri ve Amerikalıları, Ukrayna'nın mücadelesinin Batı açısından hayati önemini ve Putin'in........
© Independent Türkçe
