‘Barış Masasına Dönüş’: Umut, diyalog ve barış mimarisi üzerine notlar
Bu hafta sonu, sivil toplum temsilcileri, akademisyenler ve gazetecilerden oluşan küçük bir topluluk, İstanbul’da adı “yuvarlak” kendi dört köşeli bir masanın etrafında buluştuk. Friedrich-Ebert-Stiftung ve Sabancı Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Barış Masasına Dönüş” toplantısında; çatışma çözümlerine yıllarını vermiş, üstelik başarılı örneklere tanıklık etmiş ve arabuluculuk yapmış insanları dikkatle ve merakla dinledik.
Toplantının moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik üstlenmişti ve konuşmalar sadece geçmişin muhasebesine değil, geleceğin inşasına dair de güçlü ipuçları verdi.
Deneyimli misafirler vardı
Katılımcılar arasında barış süreçlerinde uluslararası deneyime sahip isimler vardı:
Neha Sanghrajka (BM Proje Hizmetleri Ofisi – Mozambik arabulucusu),
Mirko Manzoni (BM Genel Sekreteri’nin Mozambik Özel Temsilcisi),
Miriam Coronel Ferrer, Shadia Marhaban, Bronagh Hinds ve Joshua N. Weiss gibi farklı coğrafyaların barış mimarları.
Ayrıca Prof. Dr. Mehmet Gürses (Central Florida Üniversitesi), DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ve CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da önemli değerlendirmeler yaptılar.
Üç temel sütun: Diyalog, silahsızlanma, toplumsallaşma
Prof. Çelik’in toplantıya çerçeve çizen üç başlığı, aslında Türkiye’deki barış arayışının da temelini oluşturuyordu:
Müzakere – arabuluculuk – ulusal diyalog
Silahsızlanma – topluma entegrasyon
Pozitif barış – barışın toplumsallaşması – farklı gruplarla ilişkiler
Özellikle korucuların silahsızlandırılması ve paramiliter yapıların dönüştürülmesi gibi somut ama zorlayıcı başlıkların da konuşulmaya muhtaç olduğunu vurguladı.
Aklımda kalanlar
Neha Sanghrajka, Mozambik deneyimini paylaşırken şu ifadeleri kullandı:
“Başlangıçta güven çok düşüktü. Devletle vatandaş arasında, vatandaş grupları arasında güven çok düşüktü çünkü iki başarısız süreç........
© İlke TV
