Zap Nehri giryan akıyor şimdi
Kötü haber tez ulaşır derler ya, tam da öylesi bir haber…
Bir günün sabahında; “Siyasetçi, yazar ve şair Hamit Geylani, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.” diye bir haber düştü ajanslara.
Haber yapanın, okuyanın duygu durumunu düşünmesi beklenemez elbet.
Hep öyle oluyor sanki… Tanıdık, sevdiğiniz birinin kayıp haberi bir an “yanlış okudum, yanlış duydum galiba” türünden bir bocalama yaşansa da sonrasında gerçeği kabullenmekten başka bir seçeneğiniz yoktur.
Evet. Bir güzel insanı, bir hak savunucusunu, siyasetiyle, yazdıklarıyla daha güzel bir dünyayı şiar edinmiş bir dostu yitirdik.
Epeydir tedavi görüyordu. Hastalığı süresince bile yazmayı sürdürdü. “Yazmak bana iyi geliyor.” diyordu.
Son dönemlerde konuşmakta da zorluk çekiyordu. Aramalarda telefona çıkan yanındaki aile fertleri aracılığıyla durumuna ilişkin bilgi alıp, sağlık dileklerimizi iletebiliyorduk.
***
Siyasetteki mücadelesinin yanında, 50 yıla yakın bir yazma geçmişine sahipti.
Şaire ve şiire yaklaşımındaki naifliği sayesinde dostluğunu kazandığı Ahmed Arif’in cesaretlendirmesiyle şiiri sürdürdüğünü söylerdi hep.
Anılar bir film şeridi gibi tek tek canlanıyor zihnin haritasında.
‘Azad Nisan Yağmuru’ adlı şiir kitabından başlayarak henüz dosya halindeki çalışmalarını gönderme inceliğinde bulunur, bunlar üzerinde konuşur, tartışırdık. Siyasetteki ödün vermez tavrına rağmen, edebiyat alanında tevazu sahibiydi. Sanat, edebiyat ve........
© İlke TV
