menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zorunlu Müdafiin Görevinin Son Bulması

13 12
15.03.2025

Soruşturma evresinde yaş küçüklüğü nedeniyle kendisine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.150/2 uyarınca müdafi tayin edilen suça sürüklenen çocuğun (SSÇ’nin), 18 yaşını ikmal ettikten sonra (ve CMK m 150/3’de öngörülen suç yönünden zorunlu müdafilik hali de yoksa) görevlendirilen müdafiin yardımından artık faydalanmak istemediğini beyan etmesi halinde, müdafilik görevinin sona erip ermeyeceği tartışılmalıdır.

Belirtmek isteriz ki; CMK m.150/2 uyarınca çocuğa müdafi görevlendirildiğinde, suçun cezasının zorunlu müdafiliği gerektirip gerektirmediğine bakılmaksızın, ortada suçun cezası yönünden zorunlu müdafilik olmasa bile, suça sürüklenen çocuğun çocukluktan çıktığı durumda müdafiin görevi kendiliğinden son bulmaz. Aşağıda yer vereceğimiz iki görüş arasında; suça sürüklenen çocuğun yaşının 18’i doldurmasıyla, kendisine daha önce görevlendirilen müdafiin görevinin son bulmayacağı hususunda bir tartışma bulunmamaktadır.

5271 sayılı CMK m.150’nin başlığı “Müdafin görevlendirilmesi” olup, toplam 4 fıkra olan bu maddede şüpheli veya sanığa hukuki yardımda bulunacak müdafin nasıl görevlendirileceği açıklanmış, CMK m. 150/2'de müdafi bulunmayan şüpheli veya sanığın çocuk olduğu, yani işlendiği iddia edilen suç tarihinde 18 yaşını doldurmadığı halde, talebi aranmaksızın bir müdafi görevlendirileceği belirlenmiştir. CMK m.150/4’de ise; zorunlu müdafilikle ilgili hususların Türkiye Barolar Birliği’nin görüşü alınmak suretiyle yönetmelikle düzenleneceği ifade edilmiş olup, Adalet Bakanlığı tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’te (Yönetmelikte) düzenlenmiş ve yürürlüğü koyulmuştur.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Müdafin görevlendirilmesinde usul” başlıklı 156. maddesinin 3. Fıkrasında, Baro tarafından görevlendirilen avukatın görevinin nasıl sona ereceği gösterilmiştir. Buna göre; şüphelinin veya sanığın kendisinin sonradan müdafi seçmesi halinde, avukatı olmayan şüphelinin veya sanığın talebi nedeniyle veya zorunlu müdafilik gereği görevlendirilen avukatın görevinin biteceği anlaşılmaktadır. Kanun koyucu, zorunlu müdafi görevinin nasıl son bulacağına dair başka bir sebep öngörmemiştir.

Burada sorun; suçun işlendiği tarihte çocuk olduğu için kendisine istemi aranmaksızın zorunlu müdafilik kapsamına giren ve bu nedenle kendisine müdafi görevlendirilen çocuğun, soruşturma veya kovuşturma sürecinde çocukluktan çıkıp reşit olması ve suçun CMK m.150/3 uyarınca zorunlu müdafilik kapsamında kalmaması halinde, artık kendisine tayin edilen zorunlu müdafii istemeyen ve bir avukatın hukuki yardımından yararlanmak istemediğini söyleyen şüpheli veya sanıkla ilgili, ilgilinin bu beyanına rağmen müdafiliğin devam edip etmeyeceğine ilişkindir.

Bir görüşe göre; Yönetmeliğin 7. maddesinde, ne hüküm olursa olsun işin amacı ve avukatı bulunmayan çocuğa istemi olmaksızın müdafi tayin etmenin sebebi olan yaş küçüklüğü ortadan kalktığında, yani müdafi görevlendirmenin sebebi olan “SSÇ” sıfatı kalktığında sonuç da ortadan kalkacağından, iddiaya konu suçun CMK m.150/3 uyarınca zorunlu müdafilik kapsamına girmediği halde, artık bir avukatın hukuki yardımından faydalanmak istemeyen şüpheli veya sanığın iradesi esas alınmalıdır. Sebebin ortadan kalkması halinde sonucun da ortadan kalkacağı görüşünü destekleyen diğer bir hal de zorunlu kapalılıktır. CMK m.185 gereğince, sanık 18 yaşını doldurmamışsa duruşma kapalı yapılır ve hüküm de kapalı duruşmada açıklanır. Burada zorunlu kapalılığın sebebi sanığın 18 yaşını doldurmamasıdır. Sanık 18 yaşını doldurduğunda sebep ortadan kalktığı gibi, sonuç olan zorunlu kapalılık da ortadan kalkmakta, yargılamaya açık olarak devam edilmektedir. Belirtmeliyiz ki; CMK m.185’de sanığın 18 yaşını doldurduğu halde duruşmanın kapalı yapılmayacağı ve........

© Hukuki Haber