menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Milli Hukuk, Milli Olmayan Hukuk

16 1
04.03.2025

Hukuku; ulus üstü hukuk ve ulusal hukuk veya ulus devlet ve küresel düzen tartışmalarına indirgemeden konuşmak gerekir. Hukuktan ve adaletten ne istiyoruz, ne bekliyoruz? İnsanlık tarihi bu soruyu çok tartışmıştır, hala da tartışmaktadır.

Hukukun ve onun kurallarının uygulanıp uygulanmadığını takip eden yargı erkini, ülkenin rejiminden ve yönetim sisteminden ayrı düşünemezsiniz, kurgulayamazsınız.

Temel hak ve hürriyetler olmalı mı? Elbette. Bilinen sayısı 27 olan hukukun evrensel ilke ve esasları benimsenmeli mi, bunlara göre kanunlar çıkarılıp uygulanmalı mı? Cevap, elbette!

Tekrar söylüyorum; hukuku sınıflara ayıramazsınız. Hukuku; neoliberal, liberal, faşist, komünist, milli veya gayrı milli hukuk gibi ayırımlara tabi tutarak, hukuka ve yargıya istediğiniz istikameti çizemezsiniz. Onun adı hukuk olmaz; istenilen kararları veren, “kuvvetler ayrılığı” ilkesinden uzaklaşıp, siyasete ve kamu otoritesine yaklaşmış kanuncu anlayış olur. “Hukuk devleti” ilkesini benimsemiş demokratik bir cumhuriyetin hedefi; insanlık tarihinin oluşturduğu hukukun evrensel ilke ve esaslarını, hem kanunlarında ve hem de bunların uygulanmasında tesis etmektir.

O halde sorun nedir? Geçmiş veya devam eden kötü uygulamalar, eşitsizlikler, adaletsizlikler demokrasiyi ve kuvvetler ayrılığını tesis edememenin veya koruyamamanın neden olduğu, gücün yanında yer alan siyasi kararlar mı? Bunun sebebini yerli ve milli hukukun olmayışına bağlayarak işin içinden çıkılabilir mi? Birey, hukukun eşit tatbikini ve dürüst adaletin dağıtılmasını hemen ister.

Bu mesele; ulus üstü yargı gücünün birincilliği veya ikincilliği olarak da tartışılamaz, hatta uluslararası alanda tanıdığınız yargı birliğinin dış istisnalarından olan........

© Hukuki Haber