Kombine Sahibinin Haklı Beklentisi
Efendim bizim Hayrettin Amcamız fanatik Galatasaraylı. Eski sporcu olduğu gibi yüzme ve sutopunda, Galatasaray Lisesi’ndeki tevhid-i tedrisatı esnasında da kulüpte de kürekçi olarak devam ediyor. Hala bu yaşında sabah altıda kalkar, sporunu yapar. Sporu sadece yapan değil, izleyen de aynı zamanda. Kombinesi var yıllardır, hiçbir maçını kaçırmaz Galatasarayın. Sadece sporcu, taraftar da değil üstelik; kongre üyesi ve hatta divan kurulu üyesi.
Ancak burada sık yapılan bir hata hakkında bir es verelim, Galatasaray Kulübünde kongre üyeliği olmaz, genel kurul üyeliği olur. Neden derseniz, efendim bizde, yani ülkede bazı takıntılar vardır. İşte sarı ve lacivert tonlarında giyindiniz mi Fenerbahçeli olursunuz, Galatasaraylıysanız bu renklerden uzak durmanız gerekir. Sarı, kırmızı renklerinden oluşan bir havluyla FB havuzuna giderseniz kıyamet kopar, tam tersi de Ada’da geçerlidir. Tamam havlu sıkıntı değil de, modada da sarı ve lacivert tonları birbirleriyle uyumludur, şık giyinmek istiyorsanız aynı baskın renkler olan kırmızı ve sarıyı bir araya getirmekten kaçınmanız gerekir. Kaldı ki, hiçbir renk de hiçbir kulübün tekelinde değildir.
Ancak Galatasaray ile Fenerbahçe’ye üyelik sistemleri biraz farklıdır; FB’de önce sosyal tesis üyesi olursunuz, iki yıllık bir vukuatsız üyelik geçmişinizden sonra da kongre üyesi olmaya hak kazanırsınız. GS’de ise bir kere üye olmuşsanız artık direkt oy kullanabilirsiniz. Yani rakip takımdaki gibi bir kongre üyesi versus sosyal tesis üyeliği yoktur. Hal böyle olunca kongre üyesiyim demenin anlamı olmaz, Dernekler Yasası’na uygun olarak genel kurul üyesi olursunuz.
Neyse efendim bizim Hayrettin Amca bu aralar çok dertli. Her sene birkaç yüzde zam alan kombine fiyatlarına yetişemiyor. Bir de karaborsacılığı engellemek için ciddi devir sıkıntıları getiriyorlar, sorusu şu; acaba eski kombine sahiplerinin bazı kazanılmış hakları yok mudur? Kulüp böyle istediği gibi, istediği kadar zam yapabilir mi?
E istediğiniz oyuncu gelince sorun yok, hiç onların yüz milyon avroluk maaşlarını nasıl ödeyeceğiz diye düşünen yok, önünüze getirilen denk olmayan bütçeye karşı çıkmak yok, ve hatta bütçe genel kuruluna katılan yok, katılan da dönerini yiyor gidiyor, mali kurulda o denk olmayan bütçeyi bile tutturamamış ve hatta satışların maliyetinde zarar etmeyi beceren derneğe dur diyen yok da, işin ucu sizin kombinenize mi gelince kıyamet kopuyor?
Efendim biz mümkün olduğunca hukuk ekseninde gitmeye çalışacağız da, burada bahsedilen bir faaliyet zararı filan değil; on liraya mal ettiği ürünü yedi liraya satabilen bir şirketten bahsediyoruz. İşin sonu Üst Hakkının Haczi[1]’nde bahsettiğimiz gibi Galatasaray Adası’nın cebr-i icrayla satışına gelecek.
Neyse, dönelim biz işin kazanılmış hak kısmına. Hak, hukuken korunan menfaat anlamına gelir. Zaten hak, hukuk, Hakk hepsi aynı köktendir. İmamoğlu diploma iptalinde de bu çok tartışılmıştı kazanılmış hak filan, önce isterseniz ben hiç idare hukuku terminolojisine girmeden basit şekilde anlatayım size bir hakkın nasıl kazanılmış olabileceğini.
Şimdi hukuk fakültelerinin beş yıla çıkarılması........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon