menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anneme mektup

11 0
18.02.2025

Anneme mektup

Gece, ellerim doğuracak seni.

Ellerimden doğuracağım beni.

Bana saklı, sana aşikar bir türküyle...

Ellerim, Leyla'nın elleri.


Bugün gökyüzü siyah bir yorgan gibi yeryüzünün üzerini örttüğünde halamın oğlum için ördüğü mavi yeleğin fotoğrafını gördüm anne. Öğretmenlik yaptığım okula doğru arabamı sürüyordum, o sırada gökyüzü yeryüzünü gözyaşlarıyla yıkamaya başladı ve ben seninle birlikte ve ayrı geçirdiğimiz seneleri, bu seneler içinde ayrı ayrı geçtiğimiz yaşam eşiklerini düşündüm. Geçen ara tatilde yan yana olduğumuz günlerde; geçmiş zaman fotoğraflarımızı izlemiş, geçmişimizde bir gezintiye çıkmıştık. Fotoğraflardaki hâllerimize gülümserken beni doğurduğun yaşları artık benim de geçtiğimi düşündüm. Biliyor musun anne? Oğlumun beşiğini tıngır mıngır sallarken kendimin ve senin beşiklerimizi de salladım her gece. Al karısı ciğerlerimizi alıp götürmesin diye kırmızı yemenilerle örttüm beşiklerimizi.


Oğlumun bedenimde bir kalp olarak bedenlenmeye başladığı ilk günden bu yana, insanı anlamak üzerine çalıştığım yollardan geçtim. Anne ben yaşamın dilini konuşabiliyor ve yaşamın sesini işitebiliyorum. Bu sesten işittim ki: Bir insan evvela özündeki mücevheri onu doğuran, doyuran, ona toprak olan, yurt olan annesi görsün ve bu mücevherin ışığını evladına yansıtsın istiyor. İnsan, annesi onu ve kendisini nasıl görürse kendisini ve dünyayı o gözlerle algılıyor. Gözler mühim, bakışlar mühim, hissedişler ve ifade edişler çok mühim.


Oğlumun beşiğini tıngır mıngır salladığım her gece seni ve beni de koynumda uyuttum anne.........

© HTHayat