menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okullarımızı yapay zeka destekli olarak nasıl geliştirebiliriz?

18 2
16.08.2025

Yapay zeka, eğitimi daha etkili ve kapsayıcı kılabilir, ancak insan merkezli bir yaklaşım şart. Teknolojiyi bilinçli ve etik bir şekilde kullanarak, her öğrenciye en iyi öğrenme deneyimini sunabiliriz.”

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Sarpkaya ile yapay zeka destekli okul geliştirmeyi konuştuk.

Yapay zeka destekli okul geliştirmesi derken tam olarak neyi kastediyorsunuz?

Yapay zeka destekli okul geliştirme, eğitim süreçlerini daha verimli, kişiselleştirilmiş ve kapsayıcı hale getirmek için yapay zeka teknolojilerinin okullara entegre edilmesi anlamına geliyor. Bu, sadece teknolojik bir yenilik değil, öğretmenlere, öğrencilere ve yöneticilere somut faydalar sağlayan bir dönüşüm.

Örneğin, DreamBox ve Smart Sparrow gibi platformlar, öğrencilerin yanıtlarını gerçek zamanlı analiz ederek dersleri onların öğrenme hızına ve stiline uyarlıyor. Bu sayede her öğrenci, kendi ihtiyaçlarına uygun bir öğrenme deneyimi yaşıyor. İşitme engelli öğrenciler için Notta gibi konuşma tanıma yazılımları, konuşmayı metne çevirerek sınıf katılımını artırıyor.

Yönetim tarafında ise, örneğin Colorado Springs’te bir okul bölgesi, yapay zeka ile otobüs güzergahlarını optimize ederek 10 yılda 8 milyon dolar tasarruf sağlayabilecek. Özetle, yapay zeka, eğitimi daha akıllı ve etkili hale getirerek hem öğrenme süreçlerini hem de okul yönetimini güçlendiriyor.

Şimdi Türkiye’ye odaklanalım. Günümüzde Türkiye’de eğitim sisteminin karşılaştığı temel sorunlar nelerdir ve yapay zeka bu sorunlara nasıl çözüm olabilir?

Türkiye’de eğitim sistemi, kişiselleştirilmiş eğitimin eksikliği, öğretmenlerin yoğun iş yükü, veri analizi zorlukları ve özel gereksinimli öğrencilere yeterli destek sağlanamaması gibi sorunlarla karşı karşıya. Yapay zeka, bu alanlarda yenilikçi çözümler sunabilir.

Örneğin, adaptif öğrenme sistemleri, her öğrencinin öğrenme stiline uygun içerik üreterek kişiselleştirilmiş eğitimi mümkün kılıyor.

Knewton Alta gibi araçlar, öğrencilerin zayıf noktalarını tespit ederek öğretmenlere rehberlik ediyor. Öğretmenlerin iş yükünü hafifletmek içinse, örneğin

Magic School AI, ödev değerlendirme veya ders planlama gibi görevleri otomatikleştiriyor ve öğretmenlere haftada 5-6 saat kazandırabiliyor. Veri analizi tarafında, yapay zeka, öğrenci performans verilerini analiz ederek risk altındaki öğrencileri erken tespit ediyor ve hedefe yönelik müdahaleler öneriyor.

Özel gereksinimli öğrenciler için de Dysolve gibi araçlar, disleksi gibi öğrenme güçlüklerini erken teşhis ederek kişiselleştirilmiş destek sunuyor. Bu çözümler, eğitimi daha kapsayıcı ve verimli hale getirebilir.

Toplumda yapay zeka konusunda bazı çekinceler var. Yapay zekanın eğitimdeki rolü hakkında toplumda hangi önyargılar var?

Toplumda yapay zeka konusunda birkaç yaygın önyargı mevcut.

En sık karşılaşılanı, yapay zekanın öğretmenlerin yerini alacağı korkusu. Ancak, yapay zeka öğretmenlerin yerine geçmek yerine onları destekliyor; örneğin, idari görevleri otomatikleştirerek öğretmenlere daha fazla öğretim zamanı sağlıyor.

Bir diğer önyargı, veri gizliliğiyle ilgili. Veliler, öğrenci verilerinin nasıl kullanıldığından endişe duyuyor ve bu haklı bir kaygı. Bu nedenle, okulların veri koruma mevzuatına uygun şeffaf politikalar benimsemesi şart.

Ayrıca, yapay zekanın yanlış bilgi üretebileceği (halüsinasyon) veya erişim eşitsizliklerini artırabileceği endişeleri var. Örneğin, algoritmik önyargılar, anadili farklı olan öğrencilere karşı haksız sonuçlar doğurabilir. Bu önyargıları aşmak için etik kurallar, şeffaflık ve sürekli eğitim kritik.

Öğretmenlerin rolü bu süreçte nasıl değişiyor? Öğretmenlerin rolü bu süreçte nasıl dönüşüyor? Yapay zeka öğretmenlerin yerini mi alıyor, yoksa onları nasıl destekliyor?

Yapay zeka, öğretmenlerin yerini almıyor, aksine onların işini kolaylaştırarak güçlendiriyor.

Örneğin, Eduaide.AI gibi araçlar, ders planlamayı veya ödev değerlendirmeyi otomatikleştirerek öğretmenlerin haftalık hazırlık süresini 11 saatten 6 saate düşürebiliyor. Bu, öğretmenlerin öğrencilerle daha derinlemesine etkileşim kurmasına olanak tanıyor.

Ayrıca, Carnegie Learning gibi platformlar, gerçek zamanlı veri analiziyle öğrencilerin öğrenme boşluklarını tespit ederek öğretmenlere rehberlik ediyor. Ancak, “insan döngüde” yaklaşımı çok önemli; öğretmenler, yapay zeka çıktılarını eleştirel bir şekilde değerlendirip........

© HalkTV