menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çocuklarla neden ve nasıl felsefe yapmalıyız?

16 1
20.04.2025

Çocuklarımıza daha etkili ve yaygın bir felsefe eğitimi vererek, onlara çağın iki büyük gücü olan; eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini kazandırabiliriz. Böylelikle, öğrencilerimiz sorgulayacaklar, eleştirecekler, empati kurabilecekler, insani değerlere daha bağlı olacaklar, öğrenmeye açık olacaklar, bilinçleneceklerdir. Yani; çocuklarımızın felsefe eğitimiyle sorgulaması, düşünmesi ve farklı bakış açıları geliştirmeleri mümkün olacaktır.

Ve çocuklarla felsefe deyince ülkemizde akla ilk gelen ilk isimlerden Tuğçe Büyükuğurlu ile bu konuyu konuştuk. Onunla ilgili detay bilgilere www.philotopia.com web sayfasından ve https://instagram.com/philotopiafelsefe sosyal medya hesabından ulaşılabilir.

Tuğçe hocam çocuklarla felsefe dünyada yeni bir alan mı?

Çocuklarla Felsefe ülkemizde yeni yeni popüler olmaya başlamış olsa da dünyada uzun süredir uygulanan ve bilinen bir yöntem. İlk olarak Amerika’da Matthew Lipman ile başlıyor. Bir üniversite profesörü olarak, öğrencileriyle, o sırada yaptıkları savaş karşıtı bir eylem hakkında felsefi bir tartışma yapmak istediğinde, üniversitenin felsefe bölümündeki bu öğrencilerin felsefe yapmak konusunda ne kadar eksik olduklarını görünce, bu pratiğin çok daha küçük yaşlarda başlaması gerektiğini düşünüyor ve kolları sıvıyor. Zamanla, Lipman’ın yanında yetişen öğrenciler kendi ülkelerine bu uygulamayı götürmeye başladıkça, alan ilgi çekmeye başladıkça da yayılıyor. Özellikle İngiltere’de farklı yaklaşımlarla Çocuklarla Felsefe uygulamaları başlıyor, günümüze geldiğimizde İngiltere’de olduğu gibi Avrupa’da da yaygın bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de de alan yavaş yavaş yaygınlaşmaya ve bilinir olmaya devam ediyor.

Tuğçe hocam sizi biraz tanıyabilir miyiz, bu konuya nasıl yöneldiniz?

Benim üniversite eğitimim Klasik Filoloji üzerine, yüksek lisansımı da aynı bölümde Antik Çağ’da Eğitime dair bir tezle yaptım. Türkiye’de başladığım Çocuklarla Felsefe eğitimimi uluslararası eğitimlerle geliştirmeyi sürdürdüm. Çocuklarla Felsefe çok zengin, çok derin bir alan; eğitimin hiç bitmeyeceği alanlardan. Yurtdışındaki meslektaşlarımız, alanın önde gelen isimleri kendi uzmanlıkları ne kadar geniş olsa da farklı ekollerden pek çok eğitime katılmayı, birbirlerinin eğitimlerine katılmayı sürdürüyorlar. Ben de bu yoldan ilerlemeyi seçtim. İngiltere’nin önde gelen kuruluşları olan The Philosophy Foundation’dan Uzman Felsefeci eğitimini, SAPERE’den P4C Eğitmenliği eğitimini aldım ve son olarak da SAPERE’nin kurucularından Roger Sutcliffe’ten İleri Seviye P4C eğitimi alıyorum. Ve bu eğitimlerde aynı sınıfı paylaştığım diğer eğitimcilere bakınca, alana yıllarını vermiş, bizzat Lipman’la çalışmış, kendileri de önemli eğitimler veren bu insanların hâlâ aynı şevkle alanda gelişmeyi sürdürdüklerini görüyorum ve bunun kesinlikle doğru bir yol olduğuna inancım artıyor. Sanırım bu, ülkemizde de yaygınlaşmasını dileyeceğim anlayışlardan biri. Bir eğitimle yetinmemek, farklıuzmanlarla farklı yaklaşımları deneyimlemek, sürekli seminerlere, atölyelere katılmak, kendisi soruşturan bir topluluğun parçası olacağınız her fırsatı değerlendirmek… Dünyada neler olduğunu takip etmek, ücretsiz düzenlenen pek çok etkinliği, tartışmayı takip etmek… Bunlar alanda gelişmek için bence önemli. Her verdiğim öğretmen eğitiminin ardından kendim de bir eğitime veya atölyeye katılmak gibi bir karar aldım, böylece bir yandan eğitim verirken bir yandan sürekli kabı doldurmaya devam etmek mümkün oluyor.

Hocam çocuklarla felsefe uygulamalarını herkes verebilir mi?

Çocuklarla Felsefe kolaylaştırıcısı olmak için felsefeci olmak gerekip gerekmediği tüm dünyada tartışmalı konulardan biri. Bir fikir birliğine de varılmış değil. Ama uygulamaya yönelik düşünürsek her okula, her sınıfa Çocuklarla Felsefe eğitimi almış bir felsefe mezunu sokmak oldukça uzak bir ihtimal, oysa her sınıfta bir öğretmen var. Öğretmenler bu yöntemi öğrenebilir ve uygulayabilir. Zaten görüyoruz ki bu alanda eğitim alan öğretmenler kaçınılmaz olarak felsefeye de ilgi duymaya başlıyor. Kendini bu konuda geliştirmeye yöneliyor. Ayrıca bizim ülkemizde öğretmenlerin, başka ülkelerdeki meslektaşlarımızda şaşkınlık yaratan bir eğilimleri var. Kendi zamanlarından, kendi bütçelerinden kaynak yaratarak mesleklerinde gelişmek için çaba gösteriyorlar. Okulları onları eğitime göndermediği halde, çalışma saatleri dışında farklı eğitim ve seminerlerle kendilerini geliştiriyorlar.

Tuğçe hocam hatırladığım kadarıyla sizin de bu konuda önemli bir eğitim girişiminiz vardı.

Philotopia Felsefe isimli bir eğitim girişimim var ve bu kapsamda üye olan öğretmenlere, sınıflarında öğrencileriyle uygulayabilecekleri felsefe oturumları gönderdiğim ücretsiz bir e-posta bülteni başlatmıştım. Bülten, pandemi döneminde sekteye uğramış olsa da, bu bültene üye olan öğretmenlerden aldığım mesajlar beni çok etkiledi. İki bine yakın üye arasında köy okullarından, birleştirilmiş sınıflardan, büyük şehirlerden uzak bölgelerden birçok öğretmen var. Sınıflarında bu uygulamaları şevkle yapıyorlar, bana çocuklarla deneyimlerini........

© HalkTV