menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Alevilik’te kurumsal yenilenme bir ihtiyaç mı?

21 32
23.11.2025

"İnsanlığa doğru bir yol ararsan

Cahilin peşine düşme ha düşme

Gerçekçi bir kâmil olayım dersen

İnsanlık haddini aşma ha aşma"

Aşık İbreti

Alevilik, Anadolu’nun kadim batıni, felsefi inançsal mirasını, Alevi Ocak Sistemi, Dede-Talip ilişkileri, rızalık, ikrar ve musahiplik gibi temel yapılar üzerinden asırlar boyu sürdürmüş köklü toplumsal bir olgudur. Ancak, ülkemizde 1950’lerden sonra yaşanan köyden kente göç dalgası ve modernleşme süreci, bu geleneksel yapıyı kökünden sarsarak, toplumsal bir deformasyona yol açtı. Kentsel yalnızlaşma, Cem ibadetinin özünden uzaklaşılması ve kurulan dernek/vakıf yapılarının kurumsallaşamayıp, iç hizipleşmelere düşmesi, Alevi toplumunu yoğun bir asimilasyon baskısı altına sokmuştur.

Bu iç içe geçmiş durum karşısında, Aleviliğin misyonunu yeniden tanımlaması ve asimilasyona karşı demokratik bir direniş yapılanmasını oluşturması zorunlu bir hal almıştır. Bu çağrı; Aleviliği dar bir ritüele hapsetmek yerine, Kamil İnsan idealini merkeze alan batıni felsefi düşünce ve toplumsal dönüşüm için gereken adımların atılmasına yöneliktir. Öncelikli hedef, Cemevleri dahil tüm örgütlenmelerin otoriter hiyerarşiyi terk ederek, rızalık esasına dayalı doğrudan demokratik bir yapıya kavuşturulması olmalıdır. Ayrıca, Alevi kurumlarının partiler üstü özerk bir pozisyonda kalarak, laiklik, eşit yurttaşlık ve temel hak talepleri (Cemevlerinin ibadethane sayılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması vb.) ekseninde etik ve sivil bir siyaset geliştirmesi gerekmektedir. Sonuçta Aleviliğin, özgün değerleriyle insanlığın yaşam umudunu çoğaltacak kurucu ve düzeltici bir siyasal duruş sergilemesi elzemdir.

***

Alevi toplumu köylerdeki Ocak Dedeleri çevresindeki birlik ve dayanışma ruhunu kentlere taşıyamadı. Çünkü kentlerde geleneksel inancını sürdürecek koşulları bulamadı. Bu yüzden toplumsal birliktelik dağılmaya yüz tuttu; bireysel ikbal arayışları ve yalnızlaşma baş gösterdi.

Kentlere taşınamayan bu köklü gelenek, ne yazık ki, kurulan dernek, vakıf ve federasyon hiyerarşilerinin keyfiyetinin aymazlığından kaynaklı, kendisini güncelleyemeyerek büyük bir toplumsal deformasyona neden oldu. Alevilik, bu süreçte özgün gerçekliğinden uzaklaştı. Geleneksel Cem ibadetleri zorunlu olarak terk edildi.........

© HalkTV