Paşinyan, Güney Kafkasya'da ‘iyi niyetli komşuluk ilişkileri'nin temellerini atabilir...
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, dün Erivan'da Ermenistan Meclisi'nde yaptığı açıklamada Azerbaycan'ın talebini kabul ettiklerini ve Barış Antlaşması'nı imzalamaya hazır olduklarını, "Artık, savaş olmayacağını, barış olacağını; savaşın hiçbir temelinin olmadığını' söyledi..
Önce, konunun tarihî arka planına kısa bir nazar atmakta fayda var..
Büyük çapta Ortodoks Hristiyan olan Ermeniler, Selçuklular zamanından beri, milâdî -1060'lardan 1860'lara kadar yaklaşık 800 yıl, Müslümanlarla iç-içe yaşadılar ve ciddî hiç bir rahatsızlık yaşamadılar ve oluşturmadılar da.. Hatta, Osmanlı Ordusu'nun mutfağına, gayrimüslim unsurlardan sadece Ermeniler alınır ve orada hizmet görebilirlerdi..
Bu durum asırlar boyunca, böyle devam etti..
Ancaak, Osmanlı'nın artık dünya diplomasisinde 'Hasta Adam' diye anılmaya ve ölmesi beklenen bir duruma geldiği 1850'li yıllarda, bir kısım Ermenilere de, 'Sizin de artık bir vatanınız olsun. Bu devlet çökünce, fırsatı kaçırmayın..' diyen malûm şeytanî odaklar etkili olmaya başladılar.
Ermeni nasyonalistlerinin kurduğu Daşnaksutyun ve Hinçak gibi gizli silahlı mücadele örgütleri, Osmanlı vatanının her tarafında yayılmış olan Ermeniler arasında ayaklanma fikirlerini işlediler. '1877-78' deki Osmanlı-Rusya (Hicrî- 1293) Harbi sırasında, bir kısım Ermeni milislerinin Kafkasya'dan ilerleyen Rus Ordusu'na öncülük etmesi vs.. gibi acı hadiseler de yaşandı.. Hasta yatağındaki insanın en yakın bildiklerince öldürülmek istenmesi gibi bir durum..
Osmanlı (Merkez) Bankası Soygunu ve yakalananların cezalandırılmaması için Avrupa'nın ağır ve yoğun diplomatik baskısı ve keza, Sultan 2. Abdulhamid'e Yıldız Camii çıkışında bombalı saldırı vs.. Sonra İstanbul, Adana, Trabzon, Diyarbekir, Sason, Merzifon vs. yerlerde büyük karışıklıklar..
Ayrıca, 1908'den, 2. Meşrutiyet'ten sonra İttihat-Terakki Hükümeti'nde Osmanlı Hariciye Nâzırlığı'na getirilen Ermeni Noradukyan Paşa'nın, Avrupalı meslektaşlarıyla olan ilginç yazışmaları..
Ve Birinci Dünya Savaşı patladığında, hele de Doğu Anadolu'daki bir kısım Ermenilerin Kafkasları aşan Rus Ordusu ile yine işbirliği yapma ihtimalini bertaraf etmek için, yüzbinlerce Ermeni'nin Osmanlı'nın Suriye gibi iç bölgelerine 'tehcir'i, yaşadıkları bölgelerden sürülmeleri, elbette o günkü yol ve vasıtaların yetersizliği ve çetin iklim şartları altında nice acılara da yol açmıştı..
Ama, o zaman Ermeni halkı nice acılar çekti de, Müslüman halklar zevk içinde miydiler? Milyonlarca Müslüman da o savaş boyunca can verdi.
Birinci Dünya Savaşı'nın........
© Haksöz
