menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ufukta Türkiye-İsrail savaşı görünüyor mu?

14 0
28.08.2025

İki yıla yakın bir süredir Gazze’de devam eden vahşet ve katliamlar, sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın yüreğini kanatıyor. Ancak mesele sadece Gazze’yle sınırlı değil. İsrail’in saldırıları Lübnan, Yemen, İran ve Suriye hattına uzanarak çok katmanlı bir savaş stratejisine dönüşmüş durumda. Ankara açısından ise, özellikle Suriye üzerinden yürütülen bu stratejik hamleler beka meselesi olarak algılanıyor.

İsrail, tüm saldırganlıklarını ‘güvenlik’ ve ‘savunma’ argümanlarıyla hem kendi kamuoyunda hem de Batılı destekçileri nezdinde meşrulaştırmaya çalışırken; bölgede ise özellikle İslam coğrafyasına karşı bir güç gösterisi ve meydan okuma peşinde olduğu görülmektedir.

Suriye’deki etnik/mezhebi fayları tetiklemeyi stratejisinin merkezine alan İsrail; Suriye’nin kuzeyindeki PYD ile geliştirmeye çalıştığı partnerlik ilişkisi üzerinden Türkiye’nin güvenliğini doğrudan etkileyen bir politika yürütüyor. Dahası, Suriye’deki normalleşme ve gerilim süreçlerini kendi ajandasına göre şekillendirerek; ABD ve Avrupa’yı da yanında konumlandırıp, Türkiye’nin Suriye’nin istikrarı ve bütünlüğüne yönelik çabalarını boşa düşürmeye çalışıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın; “Artık diplomasinin araçlarını kullanarak geleceğimiz noktanın sonuna ulaşmış oluyoruz” şeklindeki çıkışı, Türkiye’nin bundan sonraki adımlarını ve muhtemel yol haritasını anlamak açısından kritik bir işarettir. Zira Türkiye, bilindiği üzere uluslararası arenada İsrail’in Gazze’de işlediği soykırıma karşı yoğun bir mekik diplomasisi yürütüyor.

Şunu artık hepimiz biliyoruz: İsrail’in, Suriye’de devrimin başlamasının hemen ardından başlattığı ve sürgit devam eden saldırıları, İran–Esed–Hizbullah eksenini hedef almakla açıklanamaz. Aksine, Baas rejimi döneminde görmezden geldiği ya da ciddiye almadığı askeri ve stratejik hedefleri........

© Haksöz