menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Modern Batı aklının Gazze'deki aforoz kültürü

12 1
29.07.2025

Pozitivist aydınlanma aklı, Orta Çağ’ın karanlığından insanlığı kurtarma iddiasıyla yola çıktı. Rönesans ve aydınlanma dönemleriyle şekillenen bu akıl; kilisenin bağlayıcı geleneklerine karşı çıkarak özgürlük, eşitlik gibi kavramları öne sürdü. Sanayi Devrimi ile bu kavramlar toplumsal yaşamın her alanına yayıldı, ulus-devlet anlayışıyla birleşerek modern Batı medeniyetinin temelini oluşturdu. Ancak bu anlayış, eski tek tipçi yaklaşımın dışına çıkamayan modern ve temelsiz kavramsallaştırmalardan öteye gidemedi. İlerlemeci ve tarihsel akılcı teoriden beslenen bu medenileşme hareketi kendisi dışındakileri ötekileştirme üzerine inşa edildi. Tarihsel veriler dikkatle analiz edildiğinde görülür ki Batı aklı, atalarından devraldığı dışlama ve inkâr kültürünü aşamadığı gibi sadece kavramların isimsel değişikliğine gitti. Bunun en iyi örneği olan aforoz düşüncesidir. Yalnızca biçim değiştirerek varlığını sürdüren bu kültür, ötekileştirmenin yanı sıra dinsel kılıflarla türetilen “ırkçılık, emperyalizm, kapitalizm, sömürgecilik, liberalizm ve komünizm” kavramsallaştırmalarıyla savaş ve yıkım ile varlığını sürdürmüştür.

Aforoz ise bir topluluğa mensubiyetten dışlanmak, cemiyetin dışına atılmak anlamına gelir. Tarih boyunca kilisenin kullandığı bu yöntem, bir kişiyi toplumdan soyutlayarak cezalandırmanın en sert biçimlerinden biri olmuştur. Modern çağda ise sahtekâr Batı medeniyeti bu eski kilise dogmalarını görünürde reddetse de aslında bu aforoz kültürünü ideolojik kılıflarla tüm dünyaya yaymıştır. Böylece aforoz, toplumsal bir gerçekliğe dönüşerek modern toplumlarda dışlama, ötekileştirme ve susturma aracı olarak kullanılmaktadır.

Modern çağda dünya küçülüyor, mesafeler kısalıyor ama insanlar küreselleşmeye rağmen birbirinden daha da uzaklaştırılmaktadır. Atalarının bir ülkede veya........

© Haksöz