Balon balondur
The Red Baloon
Asmalımescit General Yazgan Sokak No: 6, Beyoğlu-İstanbul.
Ulaş Durmaz kağıt üzerinde çok iyi. 25 yaşında; Avyalıklı genç şef; kendi lokantası var; bu gibi onurlandırmaları önemseyenler için Michelin rehberinden “En iyi genç şef” ödülü aldı. Bitmedi: 15 yaşından beri mutfakla içli-dışlı, aileden lokantacı; babası ve dedesinin kendi mekanları olmasına rağmen torpille değil, ellerini yakan kaynar sularla, her gece uykusuz bugünlere geldiğini anlatıyor.
Hayatının büyük bölümü Ayvalık’ta geçiyor. Ev yemeklerini Nişantaşı’na gastronomik şahikalar olarak satmayı başardıktan sonra tası tarağı toplayıp Ayvalık’a yerleşen Şemsa Denizsel’le tanışıyor. Merak edenler Denizsel’in hayatını, başarılarını, sevgilisi B.’ye yaptığı yemekleri ve Selanik’teki muazzam hayatını Oksijen’deki yazılarından takip edebilir ve onun mükemmel kusursuzluğu karşısında kendi hayatlarımızın sıradanlığından iğrenebilir. Ama konu o değil, dağılmayalım.
Konu Ulaş Durmaz. “Benim son çırağım,” diyor Denizsel 19 yaşında yanında işi öğrenen Durmaz için. Sonra İstanbul’a gidiyor Durmaz, hemen ardından da “executive chef and partner” olarak Yeniköy’de Red Balloon’u açıyor. (Bu yaz başında Asmalımescit’e taşındı, seneye Bodrum’a genişliyor.) Mekanın adı, evet, Laramisse’in çocuk olmak üzerine klasik kısa filmi “Le ballon rouge”dan geliyor.
KONU ŞEMSA’YA GELİYOR
Baş döndürücü bir yükseliş, iyi pazarlanabilecek bir başarı öyküsü bu. Dahası ana karakter de sempatik, sürekli yüzü gülen bir genç. Bunun altını doldurabiliyor mu ama, hayır. Ona da geleceğiz ama Şemsa’ya geri dönelim.
Şemsa Denizsel kadar iyi domates pilav yapan görmedim. Dünyanın en sempatik insanı olmamasına rağmen YouTube’daki tarifini defalarca izledim, sonunda sayesinde ben de becerdim. İstanbullu bir ailenin kızı ne de olsa; görmüş geçirmiş, stil sahibi, Maçka’nın en kıymetli apartmanlarının birinde büyüdü, Vizyon’da çalıştı ve yemekle hep ilgiliydi.
Ben onu tanıdığımda başka birisiydi. Kelimenin tam manasıyla, “literally” bir başkasıydı. Kantin’le, markalarla yaptığı iş birlikleriyle, inşa ettiği servetiyle başarılı bir iş kadını olduğunu da kanıtladı. Başarıyla birlikte bambaşka biri oldu. Şimdi gel de gör beni dediğinde tanıyamayacağım kadar başka biri.
Şemsa Denizsel bir ömrü iki ayrı insan olarak yaşamayı başardı ama hiçbir zaman şef olmadı. İyi yemek bilen, zaman zaman iyi yemek pişiren, yemeğe meraklı ve bilgili biri en fazla. Pilav dolma vs. gibi geleneksel tariflere, İstanbul mutfağına hakim. Ama şef değil.
Şefliği bırakın, aşçılığından bile emin değilim çünkü lokantası Kantin müdavimlerinden yıllardır bir Bayram Aşçı efsanesi duyuyorum—şimdi Pandeli’nin mutfağı ona emanet.........
© Habertürk
