menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sahte Diploma Skandalının Perde Arkası: Gerçekler, İtibar ve Sorumluluk

11 1
08.08.2025

Akademinin İçinden Bir Bakış

Kırk yıla yaklaşan akademik hayatımda gördüm ki, sahte diploma yalnızca bir hukuki suç değil; aynı zamanda bilime, emeğe ve toplumsal güvene karşı işlenmiş bir ihanettir. "Bir akademisyen için diplomanın değeri, yalnızca bir kâğıt parçasının ötesindedir; o, bir ömürlük emeğin belgesidir."

Son günlerde Türkiye kamuoyunu meşgul eden "400 sahte diplomalı akademisyen" iddiası, kısa sürede geniş bir infial yarattı. Ancak resmi soruşturma bulguları ve kurum açıklamları, olayın sirkülasyona sokulan bazı rakamların ve genellemelerin gerçeği tam olarak yansıtmadığını gösteriyor. Bu nedenle konunun hem hukuki hem de toplumsal boyutlarıyla değerlendirilmesi, söylemin sorumlulukla kullanılması hayati önem taşımaktadır.

Akademinin Nabzını Dinlemek

Yaklaşık kırk yıldır üniversite koridorlarında, amfilerde, kütüphanelerde ve senato toplantılarında bulunmuş bir akademisyen olarak, yükseköğretim sistemine yönelik her tartışma beni derinden ilgilendirir. Akademi, sadece ders verilen bir mekân değil; ülkenin bilimsel, kültürel ve ahlaki omurgasıdır.

Bu omurgaya yönelmiş ciddi tartışmayı tetikleyen "sahte diploma" meselesinde, medyada dolaşan iddialar ile resmi bulgular arasında derin bir uçurum bulunmaktadır. İlk bakışta sarsıcı görünen "400 akademisyen sahte diplomayla atanmış" gibi ifadeler, yakından incelendiğinde farklı bir tablo ortaya koymaktadır.

İddialar ve Resmi Açıklamalar: Gerçeğin İki Yüzü

Kurumsal Tepki ve Netleşen Tablolar

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), bu iddialara karşı net bir duruş sergilemiştir. YÖK, sosyal medyada ve bazı yayın organlarında dolaşıma giren "400 akademisyenin sahte diplomayla doçent/profesör yapıldığı" iddialarını "temelsiz ve spekülatif" bularak, soruşturma başlatılan kişilere ve haberleri yayanlara karşı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştur.

Bu resmi duruş, sayının gerçekliği kanıtlanmadan dolaşıma sokulmasının kurum itibarına ve kamu güvenine verdiği zarar nedeniyledir. YÖK'ün açık tutumu: "Soruşturma dosyalarında akademik unvanlarla ilgili sahtecilik bulunmuyor."

Somut Veriler Konuşuyor

DMM'nin yayımladığı bültende soruşturma kapsamında tespit edilenler şunlardır:

• 57 sahte üniversite diploması

• 4 sahte lise diploması

• 108 sahte sürücü belgesi

• Çeşitli e-imza suiistimalleri

Bu veriler, iddiaların kesinlikle ciddiye alınması gerektiğini gösterirken, aynı zamanda "yüzlerce" veya "binlerce" gibi genelleyici iddiaların aksine çok daha sınırlı bir durumu ortaya koymaktadır. Sahte belgeler de çoğunlukla lise veya farklı meslek belgeleriyle ilgili olup, mevcut veriler akademinin bütününü zan altında bırakacak nitelikte değildir.

Akademik Dünyanın........

© Habername