Lâmı Cimi Yok
Bir zamanlar kitap okuyan insanlar, sayfa kenarlarına notlar düşerdi. Osmanlı Türkçesi yazıp okuyanlar, “sual” yerine son harfi lâm (ل), “cevap” yerine ise ilk harfi cîm (ج) işareti koyarlardı... Eğer bir metinde bu iki harf yoksa, demek ki itiraz da yok, açıklama da yoktu: Her şey açık, her şey tamamdı, itiraza mahal yoktu.
Zamanla bu zarif alışkanlık dilimize bir deyim olarak geçti: “Lamı cimi yok.” Yani “bahane yok, tartışma yok, sual yok.” Bugün bir konuyu kesinleştirirken, bir kararı tartışmasız kılarken hâlâ bu cümleyi kullananlarımız çoktur, değil mi? Oysa tam da burada çelişkili gibi duran bir hal var; bir zamanlar düşünmeyi kolaylaştıran, harika bir not alma alışkanlığının sembolü olan o iki harf, artık düşünmeyi bloke eden bir deyimin içine hapsolmuş durumda. Çünkü bugün cümle yalnızca bir deyim değil; düşüncenin önüne çekilmiş bir bariyer gibidir.
“Lamı cimi yok” dediğinizde aslında şunu söylüyorsunuz: “Bu konuda artık konuşulmaz, soru yasaktır.” Tam da bu yüzden deyim, eleştirel/kritik düşüncenin karşıtıdır. Çünkü sorgulamanın bittiği yerde dogma (insan aklından çıkan bir görüş için sorgulanması ve tartışılması mümkün olmayan gerçek) başlar; zira kendi fikir ve iddiasının mutlak doğru olduğunu ileri süren her kişi veya sistem dogmatiktir.
Tartışma, fikirlerin, delillerin, aklın konuştuğu alandır. Bir konuda artık kimse konuşamıyorsa, itiraz edemiyorsa, soru soramıyorsa; orada aklın değil, gücün hükmü başlamıştır. Yani düşüncenin bittiği yerde otorite devreye girer. Bu açıdan “lamı cimi yok” dediğinizde bir zihinsel kapatma mekanizmasını çalıştırmış oluyorsunuz. Gerçek bir tartışmanın sustuğu yerde ikna değil dayatma vardır; artık sözün yerini emir, aklın yerini korku alır.
Eleştirel düşünce soru sormanın, gerçek arayışı için itiraz etmenin ve yeniden değerlendirme yapmanın eylemidir. Sorma ve sorgulama mekanizmalarının devre dışı bırakıldığı toplumlar, önlerine konulan malumatı alır ve kolayca “doğru budur” fikrine/dayatmasına/dogmasına teslim olur. Böylesi kişi ve toplumlarda araştırma ve “sorgulama tembelliği” karakteristik bir hâl almıştır. Çünkü böyle yerlerde “soru........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d