menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Efendisini Doğuran Köle*

10 0
20.06.2025

Efendisini Doğuran Köle*

“Gelecekteki insanlık mı? Hayır, bu sadece geri dönüşsüz bir düşüş.” / Idiocracy’2006 ????

Şöyle geriye yaslanıp düşününce bugünlerde “en çok alkışlanan şeyler, en çok susturulması gereken şeyler olabilir” diye aklımdan geçiyor. Bir çocuğa sınır koymazsan, seni yöneten olur. Bir toplumu değerden yoksun bırakırsan, onu vasıfsızlar yönetir. Bir teknolojiyi etikle sınırlandırmazsan, seni kendi verilerinle yönetir.

Kendi yaptığına tapan bir tür olduk çıktık: Çocuk yetiştiriyoruz, sonra ondan “korkuyoruz.” Bir seçim yapıyoruz, sonra yönetenlerden “utanıyoruz.” Teknoloji geliştiriyoruz, sonra bir türlü hayatımızı ona özgürce“kapatamıyoruz!”

İnsanlık, kontrol ettiğini sandığı şeylere boyun eğdiği bir dönemin içinde kayboluyor... Bir zamanlar masum görünen çocuklar, evde yöneten figür haline geliyor… Toplumu ayakta tutması gereken değerler, kalitesizliğe teslim ediliyor... Ve makineler; onları biz yaptık, geliştirdik ama şimdi bizi onlar yönetiyor. Bizler her ekran karşısına geçtiğimizde biraz daha “efendilik konumunu güçlendiren sistem” için kölelik sadakatimiz kalınlaşıyor. Satın alıp sahip olduğumuzu sandığımız her teknolojik alet ve hatta her eşya bizi kendine bağımlı hale getiriyor. Dahası yakın zamanda yapay zekaya dayanmayan hiçbir icadın yetim kalmaktan kurtulamayacağı görülüyor…

Ebeveynlikten Hizmetkârlığa

Artık evin küçük efendileri ana-babasına/ebeveynine hükmeden çocuklar oldu… Modern ebeveynlik, çocuğun bireyliğini yüceltirken sınırlarını unuttu; ağlayan bir çocukla pazarlık yapılmaya başlandığında, otorite otomatikman devredildi.Eskiden çocuklar “büyüklere saygı” ve “değerlere bağlılık” ile yetiştirilirken bugün ne idüğü belirsiz “çocuk odaklılık” anlayışı, birçok ailede yönetimin çocuklara geçmesine neden oldu. “Çocuk, kendini merkeze yerleştirdiğinde; onu eğiten değil, ona boyun eğen bir ebeveyn modeli doğar.” Diğer taraftan anne-babalar “başarıyla zehirlenmiş, sınavlarla tutsak alınmış ve psikolojik bağışıklık sistemi gelişmemiş çocuklar” büyütüyorlar ve ne yazık ki yakın gelecekte bu kötü eserin tutsağı olacaklar… Bu süreç hayatın tüm alanlarında dengeyi alt üst eden, sınır bilmeyen bireylerin yetiştiği ve başrollerde olduğu bir süreç...

Dünyanın her yanında anne-babasına Tik-Tok’la “ayar veren çocuklar” türüyor… Önceleri "terbiye ve saygı” yüceltilirdi; şimdi ise çocuk iPad şarjdayken avazı çıktığı kadar bağırıyorsa"duygusal zekâsı yüksek" deniyor. Üç yaşındaki çocuğun “zırlamasını durdurmak” için YouTube açılıyor, 33 yaşındaki çocuğun “öfkesini dindirmek” için “terapiye gidiliyor.”Çocuklar kendilerine asla hayır denmeyen “mikro krallar”a dönüştü… Market ortasında kendini yere atan çocuğa ses çıkarmayan anne, çocuğu değil toplumun bakışını kontrol etmeye çalışıyor... “Kuralsız ve disiplinsiz büyüyen çocuk, kuralsız ve isyankâr bir toplumun ilk projesidir” diye feryat eden bilgelere kulak asmaya asmaya geldik bugünlere… Artık “çocuklar müşteri” gibi görülüyor. Onlara sınır koymak, otorite göstermek yerine, “üzülmesin”, “kırılmasın”, “özgüveni zedelenmesin” diye........

© Habername