menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rubin’in bölünme paranoyası!

14 0
08.08.2025

CIA aparatı Michael Rubin gibi Türk düşmanı bazı ajan analistler ve ülkemizin bölgede bir güç merkezi olmasını istemeyen emperyalistler güçler sık sık “Türkiye’nin bölüneceği” kehanetinde bulunuyorlar. Ne yazık ki ülkemiz içinde de bu kehanetlere kanan ve “Bölünme paranoyasına” kapılan bazı muhalif kesimlerle birlikte kendilerini sözde milliyetçi olarak tanıtan kişiler de var.

Öteden beri söz konusu vatan olduğunda her şeyi teferruat sayan bu ülkenin gerçek evlatları olarak bizler de elimizden geldiği kadar Türkiye’nin kuruluş tarihinden beri en güçlü bir dönemi yaşadığını, en zayıf dönemlerimizde ülkemizi bölmeye gücü yetmeyenlerin bugün bunu yapamayacaklarını anlatıyoruz ve yazıyoruz. Ülkemizi psikolojik olarak yıpratmak için türetilen bu tür spekülatif kehanetlerin bir değer ifade etmediği ve gerçeği yansıtmadığı açıktır.

Bugünlerde Türk düşmanı, CIA aparatı ve Eski Pentagon yetkilisi Michael RubinWashington Examiner haber dergisinde “Türkiye’nin Çöküşü ve Bölünmesi Kaçınılmaz Görünüyor” başlıklı makale kaleme alarak yeni bir provakatif eyleme imza attı. Yazdığı makale ile Türkiye’ye yönelik psikolojik bir savaş başlatan Michael Rubin “Erdoğan görevden ayrıldığında Türkiye zayıflamış bir halde kalacak.”, “Kürtler, Filistin örneğini benimseyerek bağımsızlık talep edebilir.”, “Türkiye’nin bölünmesini engellemek zor olacak; halk oylamasıyla üniter yapının sona ereceği öne sürülüyor.”, “Türkiye zaten psikolojik olarak bölünmüş durumda ve sınırlarının değişmesi an meselesi.” şeklinde özetlenebilecek kehanetlerde bulundu. Ancak bu kehanetlerin tamamıyla kurgu olduğu ve hiçbir gerçeklikle alakası olmadığı açıktır.

Makalesinde bulunduğu bölgede en büyük siyasi, askeri ve ekonomik bir güç olan Türkiye’yi hedef alan Michael Rubin, Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhinde bir algı operasyonu yapmaya kalkıştı.

Şimdiye kadar yaptığı öngörülerinin neredeyse hiç biri tutmayan Michael Rubin, Türkiye’yi “çöküşe ve bölünmeye” doğru ilerleyen bir ülke olarak tanıtmaya çalıştı.

Michael Rubin gibi CIA aparatı analistler zaman zaman düşman oldukları ülkeler hakkında bu tür yalan haber ve yazılar yazmaktan asla geri durmazlar. Söz konusu makalesi de baştan sona okunduğunda Türkiye düşmanlığı ile kaleme alınmış bir kısım komplo teorisi ve yalanlardan teşekkül ettiği görülmektedir.

Rubin yazısını kaleme alırken herhangi bir gerçeklikle hareket etmediği için makale içinde kendisiyle çelişmekten de kurtulamamış.

Mesela Rubin makalesinin başlarında durum tespiti yaparken “Türkiye zirvede” derken, makalenin sonunda hezeyana kapılarak Türkiye’den batmakta olan bir ülke olarak bahsetmesi bunun en açık göstergesidir.

Makalesinin başında Türkiye ABD ilişkilerinin son dönemlerde önemli biçimde yakınlaştığını ve bundan rahatsız olduğunu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile olan ilişkisi meyvelerini veriyor; Trump yönetimi, F-35 Müşterek Taarruz Uçağının Türkiye’ye satışını hızlandırmak istiyor ve Kongre’yi zorluyor. Trump, ABD-Türkiye ilişkilerini şimdilik ayakta tutabilir, ancak ikili bağların temeli olan ortak çıkarlar çökmüş durumda. Türkiye’nin imajı zehirli; ne Cumhuriyetçiler ne de Demokratlar artık onun savunusuna koşuyor.” şeklinde dile getiren Rubin, Türkiye’nin son dönemlerde kırk senedir süren terör konusunu çözmek için sergilediği “Terörsüz Türkiye” projesini karalamaktan da geri durmuyor.

Türkiye’nin Suriye’de bütün oyunları bozarak gerçekleştirdiği gelişmeleri kabul etmek zorunda kalan Rubin, “Suriye tarihi olarak Türkiye için bir tehdit olmasına rağmen bugün Türkiye Suriye’deki diplomatik ve ekonomik güçte baskın bir konuma geldi.”derken devamında yapmak istediği algıoperasyonunun, “Suriye’nin yeniden inşasından, Erdoğan’a yakın şirketler milyarlarca dolarlık sözleşmeler kazanma potansiyeline sahip.” diyerek mesnetsiz ve gerçekten uzak yorumlarını sürdürüyor ve fitne tohumları ekiyor.

“Türkiye’nin Suriye’deki kumarı da geri tepecek. Yurt dışında İslamcıları dış politika aracı olarak destekleyen her ülke, istisnasız, sonunda bunun bedelini ağır şekilde ödedi. Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara şimdiden başarısız oluyor fakat Erdoğan’ın güçlendirdiği........

© Habererk